Sokağımda kimbilir kaç yıldır, Ayak sesleri duyulur, dostlarım ayrılır. Dostlarımın bu anlamsız gidişlerine Dışarıdaki karanlık mutabıktır. Ey yalnızlık! Ne afili bir huyun var, Demir bir pergel gibi ışıldayarak, Nasıl da soğukkanlıca daireler çiziyorsun, Faydasız güvencelere kulak tıkayarak. İzin ver ormanında kalayım, parmak uçlarımda, Jestlerin yavaşlamış olduğu o diyarda. Bulayım yaprakları, götüreyim yüzüme, Öksüzlüğü hissedeyim, ayrıcalıklı bir saddetmiş gibi. Bana kütüphanelerinin sessizliğini bahşet, Konserlerinin sıkı bestelerini, Bilge bir insan gibi unutayım, Ölenleri ve hala hayatta olanları. Ben de öğreneyim bilgeliği, hüznü, Nesneler bana gizemli anlamlarını öğretsin, Tabiat omuzlarıma yaslanarak, Açsın bana çocuksu gizlerini. İşte o zaman, gözyaşlarından, karanlıktan, Zavallı cahil maziden, Dostlarımın güzel yüz hatları, Ortaya çıkar ve eriyip gider, yeniden. Bella Ahmadulina