Soma’nın Karanlık Gündüzleri - Ahmet Mücahit Bülbül

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda zipper tarafından 18 May 2014 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]



    her gün karanlıktı burası,
    ama bugün başka bir karanlık.
    nefes alamıyorum.
    sanırım ihmal ettiler bizi.
    kırdılar umudumuzu
    ve bu yüzden ölüyoruz birer birer

    dışarı bir kalabalık var,
    ağlama seslerinden anlıyorum.
    ağlayanların sesini seçebiliyorum aralarından
    bu da oğlumun sesi (duyuyorum)
    canım oğlum!

    arkadaşlarımın çoğu öldü,
    keskin bir koku var çünkü etrafta.
    kömür kokusu ağırdır belki,
    ama bu kadar değil.
    bu bildiğin ölüm kokusu,
    sancılı bir karın ağrısı gibi keskin.

    mecbur olmasak,
    inmeyiz hiçbirimiz bu kömür cehennemine
    yeryüzü büsbütün dururken
    yoksulluk hapsediyor işte bizi bu karanlığa

    bu ocaktan başka gidecek yerimiz,
    bu karanlıktan başka çaremiz yok
    aslında karanlık dediğime de bakmayın
    burası normal zamanlarda ekmek kokar
    oğlum gibi kokar
    karanlık oluşu aklıma bile gelmez

    ama şimdi ters giden bir şeyler var:
    sesimize bile karanlık çöktü,
    koku giderek ağırlaşıyor,
    kimsesizlik gibi bir şey oldu burası,
    sesimizi duyan yok mu ?
    ö l ü y o r u z .

    sanırım oğlumu bir daha göremeyeceğim.
    annesinden sonra beni de kaybetti.
    ekmek davası uğruna indiğim bu yeraltı,
    oğlumu yetim bıraktı.

    bizi hiçbir zaman unutmayın.
    ”en büyük ölüm, unutulmaktır” derdi karım
    onu hiç unutmadım
    siz de bizi unutmayın
    böylesi bir ölüm,
    ancak o zaman zorumuza gitmez
    b i z i u n u t t u r m a y ı n

    sevdiklerimize iyi bakın biz yokken;
    en çok da oğluma.
    çünkü o henüz yedi yaşında
    ve benden başka kimsesi yok.​
     

Bu Sayfayı Paylaş