Tarihte Bilinmeyenler

'Tarih' forumunda Uygu tarafından 3 Eki 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member


    1929 - 1939 yılları arasındaki on yılda dünya sanayi üretimi %19 artarken, Türkiye'de sanayi üretimi artışının %96'yı bulduğunu, Sovyetler Birliği ve Japonya dışında hiçbir ülkede, bu alanda Türkiye'den daha hızlı bir büyüme sağlayamadığını...

    Hitler dönemi Almanya ve Avusturya'sını terkeden 142 bilim adamının Batı'nın gelişmiş ve varlıklı ülkeleri dururken, Türkiye'ye gelmeyi tercih ettiklerini...
    Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra - resmi ya da özel - hiçbir dış geziye çıkmadığı halde, dünyanın birçok önde gelen devlet adamının, yoksul ve geri kalmış bir ülkenin devlet başkanını ziyaret etmek için adeta sıraya girdiklerini...

    1920'lerde "eski dünya"da Avrupalı olmayan ve bağımsız kalabilmiş sadece dört ülke bulunduğunu. Ama Türkiye dışında kalan Çin, Habeşistan (Etiyopya) ve İran'ın zamanla istilaya uğradığını. Mussolini'nin bir demeci, bu ortamda Türkiye'de tedirginlik yaratmıştı. Bunun üzerine Mussolini'nin, Türk Büyükelçisi'ne hemen şu mesajı vermek gereğini duyduğunu: Türkiye bu kapsamın dışındadır. Çünkü bir Avrupa ülkesidir." dediğini....( 60 yıl öncesinin faşist İtalyan diktatörünün bile bu düzeltmeyi yapmak gereğini duyduğu koşullarda, acaba niçin bugünkünden daha Avrupalı sayılıyordu?..Çok ilginç değil mi?)

    Atatürk'ün doğumunun 100. yılında, UNESCO'nun 156 ülkenin ortak imzasıyla aldığı kararda O'nun için: "Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen eşsiz devlet adamı" dediğini...
    Cumhurbaşkanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal'in, milletvekili adayı olarak seçime katılabilmek için, "mareşal" sıfatıyla ordudan emekliliğini istediğini, fakat emekli olabilmesi için "Türkiye Cumhurbaşkanı" sıfatıyla, kendi emeklilik kararnamesini imzaladığını...

    Şubat 1920'de, müttefikler arası Londra toplantısında, Lord Curzon'un; "Ermenistan mandası altında bir Lazistan kurulmasını..." önerdiğini....
    Ocak 1993'te katledilen Uğur Mumcu'nun, Muammer Aksoy cinayeti ile ilgili olarak "Ey devletin etkili ve yetkilileri, bu konuyu bir değil, bin kez düşünün. İş işten geçtikten sonra pişmanlığın hiçkimseye yararı olmaz. Başta sizlere!" dediğini...

    Dünya Bankası Başkanı Eugene R. Blok'un ( Aynı görevini sürdürüp sürdürmediğini bilmiyorum) "Bizim dış ülkeler yardım programımız, Amerikan özel teşebbüslerinin yararınadır..." dediğini...

    ABD'nin dünya ekonomisini ilk kez Bretton-Woods Antlaşmasıyla denetime aldığını...

    ABD'nin 1893 yılında Hawai'yi işgal ettiğini ve bu işgal ile birlikte Amerikan Emperyalizmi'nin kıta dışına çıktığını...

    Döneminin ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Richard BURT'un, M. Ali Birand ile yaptığı bir söyleşide "Bir tek Amerikan askerini Türkiye'de tutmak bize yılda 90 bin dolara mal oluyor. Oysa bir Türk askerinin Türk Hükümeti'ne maliyeti yılda 6 bin dolar..." dediğini...

    Sisav'ın 1982'de düzenlediği "1980'lerde NATO" konulu bir toplantıda konuşan, ABD'li ünlü stratejist Prof. Wohlstetter'in "Türkiye'yi Türklere bayıldığımız için değil, son tahlilde Batı'nın petrolünü koruduğu için güçlendirmeliyiz..." dediğini...

    Özal'ın vefatı üzerine ADB Başkanı Clinton "Amerikanın büyük müttefiki Cumhurbaşkanı Özal'ın kaybından duyduğu üzüntüyü yansıttığını..." ( Dikkat edelim, ABD'nin müttefiki Türkiye Cumhuriyeti değil, Özal mış.)...

    CIA'nın biyografik istihbarat raporunda Turgut Özal'dan bahsederken, "gelmiş geçmiş en Amerikan yanlısı Türk lideri," yazıldığını...

    Kimyasal veya biyolojik silahlarla yapılacak bir savaşta, gazmaskesi olmadığı için Türkiye'de hiçkimsenin sağ kalamayacağını...

    Sultan Vahidettin hariç Osmanlı Padişahları'nın hacca gitmediklerini...
    Orhan Pamuk'un "Yeni Hayat" adlı romanında "Sonra kasaba alanında bir dolanır, Atatürk heykeline sıçan güvercinleri ayıplar." Ayrıca, "...Duvardaki çerçeveli fotoğrafından, Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına, cumhuriyeti emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu." Ayrıca "...Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük felaket olduğunu..." dediğini...

    Osmanlı İmparatorluğu'nun altıyüz yıllık tarihinde 215 sadrazamdan; 111'inin Türk, 33'ünün Arnavut, 24'ünün Çerkez, 20'sinin Slav, 5'inin Rum, 3'ünün Arap, 2'sinin Latin, 2'sinin Ermeni, 15'inin ise devşirme olmakla birlikte soyunun bilinmediğini...


    1450 - 1550 yılları arasında Almanya'da büyücü suçlamasıyla yüzbinin üzerinde insanın diri diri yakıldığını...

    3500 yıllık yazılı tarihin, sadece 270 yılında barış olduğunu...

    Çetin Altan'ın 8 Temmuz 1996 günlü Yeni Yüzyıl Gazetesi'nde, Neşe Düzel ile yaptığı konuşmada: "Çanakkale Savaşı'nı, 250 gün içinde 250.000 kişi öldürmeyi de müthiş bir başarıymış gibi gösterirsiniz, Çanakkale Savaşı'nın aslında bir yas günü olması gerekir... Niye Alman Donanması, İngiliz armadasını Akdeniz'de karşılamadı da, bizim köylülerimizi kalkan olarak kullandı ki? Kendi armadasını riske etmedi. Bunları hiç kimse kurcalamaz." dediğini.... ( Turgut Özakman, Vahidettin, M. Kemal ve Millî Mücadele )

    Kimi çevrelerce "Kurtuluş Savaşı... Yunanlılara karşı bir savaştır... İstiklâl Savaşı Yunanlılara karşı kazanılmıştır." denildiğini... ( Bu kişilerle ilgili yorumu sizlere bırakıyorum )

    Mustafa Kemal'in Halife ve Sultan olmak istediğini ilk iddia eden kişinin Kazım Karabekir olduğunu, ama ne hikmetse aynı süreci yaşayan binlerce kişi olmasına rağmen, Karabekir'den başka bu iddiayı ileri süren başka hiçkimsenin olmadığını....

    Biliyor muydunuz?

    *

    Alıntı
     

Bu Sayfayı Paylaş