Türk tarihi roman atam oğuz kağan

'Kitap tanıtım' forumunda Ramazanatesfecr tarafından 16 May 2017 tarihinde açılan konu

  1. Ramazanatesfecr

    Ramazanatesfecr New Member

    [​IMG]


    ATAM OĞUZ KİMDİR?

    ATAM OĞUZ KAĞAN HUN İMPARATORU METE HAN MIDIR?

    Birçok kaynakta da geçmekte ki Mete Han, Oğuz Kağan’dır. Nasıl böyle bir yargıya varabiliriz diye soracak olursanız şunları göz önünde bulundurmanız, sanırım yeterli olacaktır.

    Bir kısım değerli tarihçi ve araştırmacı, Oğuz Kağanın, Büyük Hun Hakanı Mete olduğu görüşündedirler. Reşideddin ve Ebu- l Gazi Bahadır Han’ın nakillerinde bahsedilen Oğuz Kağan ile Hun Hakanı Mete’nin aynı şahsiyet olduğu yönünde kuvvetli emareler bulunmakla birlikte, Uygurca yazılan nüsha da bahsedilen Oğuz için aynısını söylemek pek mümkün gözükmemektedir.

    Tarihi kaynaklar Hun Hakanı Mete’nin yaşadığı olaylarla, destanda anlatılan hadiseler arasında bir bağ olduğunu düşündürmekte, Reşideddin ve Ebu- l Gazi Bahadır Han’ın naklettiğine göre; Oğuz, Kağan olmadan önce babası ve amcaları ile çarpışmak zorunda kalmıştır.

    Türk tarihi dikkatle tetkik edildiğinde Hun Hakanı Mete’nin ayrıcalıklı ve önemli yeri hemen dikkat çeker. Bozkır coğrafyasında yaşayan göçebe Türk topluluklarının birlik altında toplanması ve teşkilatlanma kabiliyetine sahip güçlü, sistemli bir devletin ortaya çıkışında Mete’nin önemli rolü vardır.

    Tarihi kaynaklar Mete’nin iktidara gelirken babası Tuman ile olan çekişmesini naklederler. Çin kaynaklarının bildirdiğine göre; Hun Hakanı, Tuman’ın Mete adında bir veliahdı vardı. Fakat sevdiği bir eşinden başka bir oğlu olmuş ve Tuman, Mete’yi uzaklaştırıp bu küçük oğlunu başa geçirmek istemişti. Bu sebeple Mete’yi, Yüeçi’lere rehin olarak göndermiş ve Mete rehin olduğu sırada Yüeçi’lere ani bir saldırı düzenlemişti. Bu nedenle Yüeçi’ler Mete’yi öldürmek istemiş fakat Mete onlardan kaçarak kendi ülkesine dönebilmişti. Bundan sonra Mete, kendi yetiştirdiği askerlerle bir av esnasında babası Tumanı öldürmüş ve Hakan olmuştu. Bu hadiseden sonra Mete devletin başına geçmiş, onun zamanında Orta Asya’da her yönüyle güçlü ve komşu Çin devletini gerçek manada tehdit eden bir unsur haline gelmişti. Bu nedenle Mete’nin devlet düzeni ve askeri sistemde yaptığı yenilikler ve düzenlemeler de kendisinden sonra gelen Türk toplulukları tarafından aynen kullanılacaktı.

    Ayrıca Hun Hakanı Mete’nin tarihte edindiği bu mühim yerle bağlantılı olarak onun yaşadığı hadiseler milletin hafızasında yer etmiş sözlü ve yazılı destanlara konu olmasına neden olmuştu. Pek çok tarihçi ve araştırmacı Reşideddin ve Ebul Gazi Bahadır Han’ın nakillerinde anlatılan hadisenin yukarıda zikredilen baba - oğul çatışmasını yansıttığında hemfikirdir. Reşideddin’in naklinde “Oğuz avdan dönüp evin ya- kınlarına gelince babası ve amcalarını kendi yakınları ile birlikte savaşa hazır halde buldu. Kendi nökerlerinin başında onlarla çarpıştı. Bu savaş sırasında babası Kara Han amcaları Kür Han ve Küz Han öldürüldüler.” (Togan, 1972: 19).

    Ebu-l Gazi Bahadır Han’ın naklinde ise İslami tesir çok net görülmekte ve burada; Oğuz Müslüman oldu diye babası Kara Han onu avda öldürmeğe karar verdi. Bunu duyan Oğuz’un küçük Hatumu her şeyi Oğuz’a anlattı. Kara Han ile Oğuz Han, ikisi saf çekip savaştılar. Savaşta Kara Han’ın başına ok değdi ki atanı bilemediler. Kara Han o yaradan öldü. Oğuz Han babasının tahtına oturdu. ( Ebu-l Gazi Bahadır Han; 28-29).


    Reşideddin ve Ebu-l Gazi Bahadır Han’ın nakillerini değerlendiren Ziya Gökalp, Osman Turan ve Hüseyin Namık Orkun gibi değerli ilim adamları burada bahsi geçen Oğuz Kağan’ın Hun Hakanı Mete olduğu yönünde kanaat belirtmişlerdir.

    Osman Turan; Oğuz Han ile babası Kara Han arasında vuku bulan mücadelenin, M.Ö III. asırda, Hun imparatoru tarihi Mete ile babası Tuman arasındaki savaşın destanî bir yansımasından başka bir şey olmadığını belirtir. Hunlardan, Osmanlılara kadar devam eden idari, siyasi, sağ-sol teşkilatı tarihi ve destanı bu iki hükümdara atıf olunmakta ve bu suretle bu iki şahsiyet birleşmektedir. Mete ve Oğuz Han’ın aynı tarihi şahsiyet olduğu yönündeki kanaat oluşurken beyan edilen delillerden bir diğeri ise, Mete’nin imparatorluğu yirmi dört kumandana taksimidir. Bu durum yirmi dört Oğuz boyu ve beyine tekabül etmektedir.

    Orkun da, Hun’larla, Oğuzların kabile teşkilatlarının tamamıyla aynı olduğunu belirterek bu iki topluluk arasında sıkı bir münasebetin ve benzerliğin var olduğunu vurgulamıştır. 24’lü teşkilatın ortaya çıkmasında dini gerekçelerin önemine değinen Orkun, Hun’larda büyük memuriyetlerin 6 tane olduğunu belirterek, altılı teşkilat yapısından yirmi dörtlü teşkilat yapısına geçildiğinde Oğuzlar arasında totemizmin geçerli olduğunu ve bu dinin etkisini kaybettiği sonraki dönemlerde totemlerin çoğaltılmasına lüzum kalmadığı için yirmi dörtlü teşkilatın artmadığı kanaatindedir. (Orkun, 1935: 103-109).


    Gökalp de Mete ve Oğuzlar arasındaki ilişkiyi belirtirken; Oğuz kelimesinin anlam olarak “ok eri” yahut “ok aşiretleri manasına geldiğini belirtmiştir. “Mete’nin “ok eri” olması ise ıslık çalan “ok” u icat etmesinden dolayıdır. Oğuzların bu adı alması “Mete’nin tesis ettiği yirmi dört tümen’in torunları olmasındandır. Oğuzların 24 boyu, Mete’nin ordusunun 24 tümeninin devamıdır.

    Oğuz Kağan’ın, güçlü bir ihtimalle Hun Hakanı Mete olduğu düşüncesine sahip olan Gömeç, Mete Hakan’ın ölümünden sonra yerine oğlu Kök (Çince Ki-ok) ondan sonrada onun oğlu Kün –içen (çince Chüen-ch'en) geçtiğini belirtir. Yani Mete sonra gelen iki Türk hükümdarının ismi Oguz Kagan Destanı'ndaki Oguz'un destanî çocuklarından iki tanesiyle aynıdır. Bu herhalde, Oğuz ile Motun arasındaki benzerlik konusunda göz-ardı edilemeyecek bir ip-ucudur.


    Sizler de Oğuz Kağan'ı tanımak istiyorsanız "ATAM OĞUZ" kitabını okuyabilirsiniz..
     

Bu Sayfayı Paylaş