Onun saklı masumiyetine sahip olmak için savaşçı ruhunu bile terk etmeye hazırdı... Safir mavisi gözleri ve ipek gibi saçlarıyla büyüleyici bir güzelliğe sahip Prenses Eleanor hayatının en güzel çağındadır; ancak senelerce evlenmeyi beklediği William Marshall'ı hazin bir şekilde kaybeder. O günden sonra bir daha asla evlenmemeye yeminlidir; sonsuza dek saf ve temiz kalacaktır ta ki Simon de Montfort İngiltere'ye adımını atıp yakıcı bakışlarıyla onu, Kral Henry'nin en küçük kardeşini, kraliyet ailesinin en değerli mücevherini baştan çıkarıncaya dek. Gözü pek, kibirli ve yenilmez bir Normandiya şövalyesi olan Simon, Eleanor'un daha önce kimsenin girmeye cesaret edemediği kalbinde ihtiyatsız bir arzu yaratmıştır. Ülkenin en çok korkulan ve en tehlikeli adamlardan biri olan Simon'ın ise tek bir ölümcül zaafı vardır. Eleanor'un göz kamaştırıcı güzelliği ve mest edici masumiyetine yenik düşünce, koşulsuz teslimiyet gerektiren bir tutkunun peşinden gider... Bu tutku ki bir skandalın patlak vermesiyle birlikte ortaya çıkacak ve krallığı savaşa götürerek tarihin sayfalarını kan ve ihanetle kirletip, karşı konulmaz bir aşkın kıvılcımlarıyla ateşe verecektir...
