Yaz gelmişti. Rathmoye Kasabası her zamanki gibi ıssız ve sessizdi. Farklı bir şey yoktu. Bu nedenle, bisikletli bir yabancının, Mrs. Connulty’nin cenazesinde acılı ailenin fotoğraflarını çekmesi gözden kaçmadı. Oysa Florian Kilderry, kasabanın yarısının Connulty’lere ait olduğu söylentisinden habersizdi. O sadece Rathmoye’daki yanmış sinemanın fotoğraflarını çekmeye gelmişti. Annesinin ölümüyle nihayet özgür kalan Miss Connulty, gözünü bu gizemli yabancıdan ayırmamaya karar vermişti. Zaten yaşanacaklara şahitlik eden de o olacaktı. Kasabanın birkaç kilometre dışında hayatını sürdüren iyi niyetli çiftçi Dillahan, bir kaza sonucu karısının ve çocuğunun ölümüne sebep olduğunu bir türlü aklından çıkaramıyordu. Yeniden evlenmişti. Hayatı, manastırın kimsesizler yurdunda geçen Ellie, Dillahan dul kaldığında çalışmak için çiftliğe gelmiş, sonra da ne olduğunu bile anlamadan onun karısı olmuştu. Bir gün, o ana dek hiç tatmadığı ve tanımadığı aşkı Florian Kilderry’de buldu. Florian’ın İrlanda’yı terk etme planlarına rağmen aralarında tehlikeli ve tarifsiz bir aşk başladı. Ve işte o uzun yaz, Ellie, Florian ve bu küçük İrlanda kasabasının tutkuları Trevor’ın ustalığıyla ölümsüzleşti.
