Geçmişimizde ne kadar çok yılan hikâyesi vardır; mitolojide, destanlarda, tarihi eserlerde, hikâyelerde ve kutsal kitaplarda Havvayı baştan çıkarıp cennetten kovduran yılandır. Ama insanları iyileştirip şifalandıran Tıp Biliminin sembolü de yılandır. Yılan bir sürü yerde karşımıza farklı isimlerle çıkar: Naga, Nagual, Nacaal, Adder, Djedhi, Amarus, Levites, Ejderha, Ejder, Quetzlcoatl (Kukulkan), Şahmeran, Serpent, Snake, Typoon, Nahaş Mısır firavunları Kobrayı başlarında taşırdı. Tevrattaki Nahaş kelimesi hem yılan, hem sırları bilen anlamına gelirdi. Sümerde Tanrı Enkinin sembolü yılandır. Tufanda Utnapiştimi uyandırıp uyaran yılandır. Zeus ve Maianın oğlu ve habercisi Hermes, yılan dolalı bir asa ile düşmanını yenmiştir. Güney Amerikadaki kadim Meksika, Aztek, Toltek, Maya uygarlıklarının gökten gelen tanrıları yılandır. Eski Türk inanışlarında Ejderha; kutsal, göksel ve iyi bir varlıktır. Kundalini; üç buçuk kez (yedinin yarısı) kıvrılıp uyuyan spiral bir yılan demektir. İnsanın içindeki ateşi göstermek üzere Kundalini kelimesi kullanılır. Bireysel uyanışın, aydınlanmanın ve bilgeliğe ulaşmanın sembolüdür. Mısırda Romada resmedilen kanatlı yılan Kundalinidir. Uyuyan spiral bir yılan Bütün bu mitsel kalıtlara göre yılan; bugünkü kötü imajına inat, aslında yaşamın öz ateşi ve bilgelik sembolüdür. Işıktan dünyaya, yani maddeye inişin başlangıç noktasında bir yılan; çöreklenmiş ve kıvrılmış oturuyor sanki. Etimolojik açıdan Evren sözcüğü eviren, çeviren anlamına gelir. Eski Türkler ve Çinlilerde gök çarkının/çarklarının döndüğü kabul etmekte ve onlar gök kubbenin en alttaki çemberini bir çift gök ejderinin çevirdiğine inanmaktaydı. Ejder gök çarkını ve buna bağlı olarak da yaşam çarkını çevirmekteydi. Böylece Eski Türklerde ejder de evren olarak adlandırılmıştır. Eski Anadolu antik edebiyat el yazmacıları tarafından anlatılanlara göre, bir zamanlar Anadoluda tanrısal bilgeleri doğuran kadın, yılan olarak görülüyordu. Ve oturduğu kentin adı Piytiondu. Pi sözcüğünün anlamı babadır. Sözcüğün to eki ise sen demektir. Pito yani senin baban, senin atan anlamındadır. Piyton kenti ise senin babanın, senin atanın oturduğu kent anlamındadır. Mitolojide Tanrıça Gaianın da yılanları vardır. Kadın Tanrıçaların elindeki bu yılanları Zeus ele geçirmiştir. Apollon ve Zeusla süreç, artık erkek egemen duruma geçiştir. En baştan beri Babil, Mısır, Girit, Anadoluda da eski inançlar içerisinde kadın tanrıçalar yılanla bir tutulmuştur. Bilgelik ve bilicilikle yılan, ilişki halindedir. Hindistanda insiye bilgelere ve kâhinlere, akıllı yılanlar anlamına gelen Nagalar denirdi. Alnın tam ortasına sembolün konması, yılan gibi akıllı olmak için iç psişik melekelerin kullanılmasını ifade ederdi. Mister Okulunun sadece en yüksek inisiyelerine yılan başlığı takma izni veriliyordu. Başını kaldırmış yılan, aşağıdan yükselen kundalini, Yılan Ateşini sembolize ederdi. Kundalinin yükselmesi ve üçüncü gözün açılmasıyla kişi büyük bilgeliğe ve spiritüel yaratıcı güce ulaşır; her şeyin sonsuzluğu bilinir olurdu. Hint yazmalarında ve efsanelerinde Naga ırkı, yeraltında yaşayan ve yüzeyde insanlarla irtibata geçen bir yılansı ırktır. Bu yılanların kimilerinin insana dönüştüğü yazar. Hint yazmalarında bunlardan başka Sarpa denen bir başka yılansı ırktan daha söz edilir. Ayrıca Hint okyanusu civarında ve sonradan denizin dibine batmış bir ülkede var olduğu söylenen bir yılan krallığının bahsi geçer. Antik Kolombiya mitolojisinde de ilksel kadın olan Bachue; büyük bir yılana dönüşür ve bazen ilahi yılan olarak adlandırılır. Tevratın içinde adı geçse de kendisi ortada olmayan kayıp kitaplarından Yaşerin Kitabında Masonik dinin kurucusu sayılan Nemruttan ve insanlığın yaratımında söz sahibi olan bir yılan-ırkından söz edildiği iddia edilir. Aborjinlerde pek çok tanrı yılan isimleriyle tanımlanır. Ungud bazen dişi bazen erkek olan bir yılan tanrıdır. Wollunqua (yağmur ve bolluk) bir yılan tanrıdır. Atinanın ilk kralı olan efsanevi Cecrops yarı insan yarı yılan olarak bilinir. Yunan mitolojisindeki birçok Titan ve dev kanatlı insansılar şeklinde karşımıza çıkarlar. Tek farkları bacak yerine yılansı gövdelere sahip olmalarıdır; ejderha şeklindedirler. Örneğin Boreas, kuzeyin soğuk rüzgârını getiren ve yılan gövdesine sahip olan kanatlı bir Yunan tanrısıdır. Afrikadaki bazı geleneklerde şamanların, derin ezoterik bilgi öğreten bir yılan-ırk olarak tanımladıkları Chitaurilerden ders aldıklarına inanılmaktadır. Alıntı