Yüreğim Sızladığı Zaman /

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda zeynep20 tarafından 1 May 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. zeynep20

    zeynep20 New Member

    Gece yarılarından sonra şafaktan önce


    Bilmediğim bir istasyondanbilmediğim bir müzik geliyor kulağıma:


    Uzak

    vahşi

    Karanlık...
    Gece denizleri gibi bir müzik
    Batık gemilerli gece denizleri gibi bir müzik
    Çağırıyorçağırıyor beni durmadan
    Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.





    Yüreğim sızladığı zaman


    Duvarları banka afişli çok eski bir şehrin Cumhuriyet Caddesi'nde iki tüfek bir kelepçe


    Tüfekler garip garip

    Kelepçe garip...

    Öyle beter
    Öyle çamur
    Bir yaprak döne yuvarlana
    Bir akarsu bata çıka...
    Koşuyor koşuyor bir kadın kelepçenin ardından
    Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.




    Yüreğim sızladığı zaman


    Bir kara tank çıkıyor bir ağıttanbir filmdenbir savaş romanından çıkıp yürüyor sevgilerinözlemlerin üzerinden.


    Aşkların umutların oyuncakların küçük emeklerin büyük kaygıların üzerinden geçip gidiyor.

    Su gibi ilerliyor yangın

    İşliyor kıtlık karanlığı
    Ölüler birden bire şarkılaşıp
    Virüsler bakteriler
    Bütün dilleri birden konuşuyor herşey.
    Çırpınıyor yerde bir damla kan
    Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.





    Yüreğim sızladığı zaman


    Kör bir çeşme başında kör bir kadın geliyor gözlerimin önüne


    Bütün iplikleri bütün iğnelere takıyor da

    Ne iplikler bitiyorne de iğneler.

    ***ürülmüş oğluna mı
    kaçırılmış kızına mı
    Geçen günlerine mi
    Unutmuş neye ağladığını
    Ağlıyoraranıyor
    Aranıyor
    Bıkmadan
    Bilmeden
    usanmadan.
    Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.



    Yüreğim sızladığı zaman


    Ciğerlerime çekerken kötülüğü


    Ellerimle dokunurken kötülüğe

    Ayaklarıma dolaşırken kötülük

    Şu taşı şurdan alıp şuraya koymamanın pis bunaltısı geçiriyor tırnaklarını gırtlağıma.
    Kokuyor işyerleri
    Kokuyor günaydınlar.
    Ne varsa verilmemiş
    Alınmamış ne varsa;
    Edilmemiş söz
    Patlamamış öfke
    Uyutulmuş ne varsa
    Ne varsa kokuyor birden bire
    Ve kayıyor bir şey parmaklarımdan
    Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.




    Yani ben dört mevsime bölerek bu yürek sızısını


    Günleresaatlere bölerek bu yürek sızısını


    Sokağımkentimvatanım sanarak bu yürek sızısını

    Bir yaprağı durmadan işliyorum bu ölümsüz ağaca.




    Günlere saatlere bölerek bu yürek sızısını...
     

Bu Sayfayı Paylaş