Beyaz Dizi Sevenler Buraya

Ne diyebilirimki hislerime tercüman olmuşsun:Frnds:

 

Ama ama ama korkutma beni ama…ne yani simdi ben gün icindeki bütün normal ve de sakin aktivitelerimi ,sanki manyagin biri nükleer silahla bes dakika icinde dünyayi yok etmek üzereymis de acilen kacmamiz gerekiyormus telasi ve mimikleriyle mi anlatacagim herkese????? Panzehirrrrrrauauhaaaaa:saskin:

 

Gülme efekti/karakteri vs.. koyacaktım ama koyamıyorum. Büyük olasılıkla bahsettiğin sahne esas kızın kızkardeşinin sevgilisinin oynadığı sahne. O oyuncu bir trafik kazasında hayatını kaybetti. O nedenle gülme efekti yok.ff:
Ben bir ara klişeleri toparlayıp yazayım sana, esas o zaman bütün bunlara rağmen neden izliyorsun diye soracaksın, eminim...

 

Sonradan düzelir diyorsun yani.. ben yine de fazlaca almayayim ama buralarda takilmaya devam etmene neden olacaksa visne´ye eslik eder nöbetlese gong olurum:Frnds:

dizi takip etmeyi hic beceremiyorum sahiden..bir zaman sonra sonunu beklemekten sıkılıyorum..sabirsizlik herhalde…indirsem bile birkac bölüm sonra zaman atlatarak izlemeye falan basliyorum… Türk dizilerinden en uzun ihlamurlar altinda´yi izlemistim galiba ki onun bile bütün bölümleri degildi..Grey´s Anatomy ´yi bende takip etmistim bir zaman..Ama en uzun spooks´u izledim…bölümler birbirlerinden bagimsizdi..bir de iki-üc sezonda bir basrol degisiyordu..ondan olacak…

 

ooo, bak simdi üzüldüm hay allahff:..ama dedigim o sahne evet... kliseleri de merak ettim hakikaten...

 

Raye Morgan - Tutkunun Zaferi /Ç.Y. The Brides of Bella Rosa Serisi-1

Sevgili htckyc01 arkadaşımız tarafından paylaşılmıştı. Fotoğraf çekiminde bazı sayfalar biraz flu çıkmış.. Yeni bir tarama yapıp aby de çift ve tek sayfa düzenledim. Bilginize...

 

gerçekten de en iyi sahne buydu.

bu kore dizisi olayı hakkında konuşmaktan hep kaçındım... çünkü zevkler tartışılmaz, ben de vampirli, cadılı, kurt adamlı v.s. dizileri severim ama bu yüzden oğlum bile benle dalga geçiyor.
fakat sevgili anonim izin verirse bu yazının altına ben de imzamı atmak istiyorum.:sak sak::sak sak::sak sak:

 

Bu aslında üye olduğum bir forumda başlık olarak açılmıştı. Ben de orada bazı eklemeler yaptım. Oradan benimkiler dahil bazılarını alıntılayayım...

Önce benimkiler:

- Başroldeki kadın oyuncular çok becerikli ve çok çalışkandır, erkek oyuncular ise kızla tanışana kadar gününü gün eden tiplerdir.

- Yolda oldukça hızla gidilen bir araba, herhangi bir nedenle aniden direksiyon sağa kıvrılarak sağa yanaştırılır. Ya da yine aniden sola çevrilerek U dönüşü yapılır. Bunlar hemen her dizide sık rastlanan sahnelerdir. Dönüşler değil de bu hareketin yapılış hızı, ani olması..

-Hemen her dizide kimbap, kimchi, ramen yenir, soju içilir. Sokak lokantasında yeme sahnesi vardır.

-Aile büyükleri (Baba, Büyükanne ve büyükbabalar) evlatlarını ve torunlarını döverler..Çok olağan bir sahnedir. ama dövülen asla karşılık vermez.

-Hemen her dizide Nam San kulesine çıkılır, ya da adı geçer.

-Diğer adı sık geçen ya da gidilen bir yerde Jeju Adası dır.

-Hemen her dizide saunaya gidilir. (Anladığımız saunadan farklı, adı da farklı olabilir. Tek tip giyilen, topluca uzanılan, sıcak mekanlar)

- Asansörün mekan olarak kullanıldığı çok sayıda sahne vardır.

- Telefonla mesajlaşma sahnesi oldukça fazladır. Bu konuda Coffee Prince'deki telefonla bebek ultrason fotoğrafı mesajının iletilmesini tek geçerim...

- % 90 yer yataklarında yatarlar.

- Tuvalette çekilen sahneler de hiç azımsanmayacak kadar fazladır. Bu da öpüşme vs. sahnelerin azlığını anlamsız hale getirir.

- 3. diye tabir ettiğimiz diğer adam (esas kız aşık olan ama yanıt alamayan) genellikle yakışıklı, tutarlı, zengin, iş sahibi vs. birisidir. Buna rağmen kız esas oğlana aşık olmakta ısrarlıdır. Sona gelindiğinde bu adamlar kızla dost kalarak sessizce çekilirler.

-Yine 3. diye adlandırdığımız kızlar ise aşklarını hastalıklı yaşayan tiplerdir.
Film izlerken aklıma geldi. Yazmayı unuttuğum bir klişe daha var.
Kızlar çok iyi içiciler.. Ve genellikle bu konuda onlara hocalık yapmış kişi de babaları oluyor. (Bu arada şu anda "The Worst Guy Ever - Nae saengae choeak-ui namja" yı izliyorum. )

-Seul Akvaryumunun film çekimi için çok kullanılan bir mekan olduğunu yazmış mıydık? One Fine Day'in neredeyse tamamının orada çekilmesi haricinde demek istiyorum..
-Hemen her dizide bir hastane ve cenaze merasimi sahnesi vardır.

-Hastane odalarında da mutlaka bir humidifier bulunur. Kendisini göremesek bile buharını görürüz.

-Cenaze evindeki sahnelerde özellikle Kore cenaze merasimini anlatmak üzere hazırlanır. Giysiler, ritüeller hiç değişmez doğal olarak.

-Dizi Komedi, Dram, Romantik etiketli ise bu bölümlerin ilk yarısının komedi ağırlıklı, ikinci yarısının da dram ağırlıklı olacağını gösterir.

-Kazara öpüşme deyince; kız yada erkekten birisinin yerde diğerinin yatakta, aynı odada geceyi geçirdiği sabahlarda yaşanan öpüşme ya da yakınlaşma akla geliyor. Hani yatakta yatanın yerde yatanın üstüne düştüğü sahneler.....

İlk aklıma gelen "Why did you come to my house?"
---
Bu seferde "yüzdeki yaralar" denince hatırladım: -)

-2 kişi kavga eder. Adamın yumruğu diğerinin yüzünde patlar ve hemen peşinden ağzın sol tarafından aşağı ince bir kan sızıntısı görülür. Yumruk sağ elle sol yanağa atıldığından bu normal gibi görülür ama dişlerin akıbeti hakkında pek fikir vermez.

Ben standart olarak hazırlanmış bir kan sızıntısı makyaj bantları kullandıklarını düşünmeye başladım.. O kadar çok rastladım ki aynı tip yaralanma belirtilerine...

-Bir tane daha geldi aklıma esas oğlanla esas kız mutlaka bir birlerinden habersiz caddede yürürken ekran birini önden gösterir diğeri ise arkadan habersiz bir biçimde geçer o an yavaş çekim kullanılır her dizide bu sahne vardır


-Birbirinden habersiz teğet geçme sahneleri arabalıyken de çok sık görülür. İki kişi zıt yönlere giderken karşılaşırlar. Hatta aracın birbirlerine yakın tarafında oturdukları halde görmeden geçerler. Görüntü yönetmeni tam bu anda yavaş çekim yaparak işi iyice abartır. Gözümüze sokar adeta..

-Damda çekilen çok fazla sahne olduğunu farkettim bir de. Ne varsa o damlarda. Genelde düz, üzerinde bir çatı barındırmayan teras biçimi damlarda, manzaraya karşı çekilmiş sahneler... Konuşmak için, yatmak için vs. tercih edilen mekan...

Benim de okumadığım mesajlarla 8 sayfa olmuş. Herkes bir şey yazmış. Ben aralardan kendiminkilerin bazılarını çektim..
-----------

Başlığı açan arkadaştan başlayıp bir kaç örnek daha vereyim:

Oğlan kızı tenha bir köşede kıstırır. Kızın dudaklarına yapışır ve yapıştığıyla kalır. Ne biri ne öteki dudaklarını bir milim oynatmadan kazık gibi öylece durur.


Laftan anlamayanlara genelde, hedef kafa olacak şekilde okkalı bir tokat indirilir. İnsan içinde olsanız dahi bu tokattan kaçış şansınız olmaz.


Aksi hatunlar karşısındakine "Ölmek mi istiyorsun?" diye çıkışmadan edemez.
---
* Oğlanla kız trene, otobüse ya da uçağa binerler. Kız uyuyakalır, kafası oğlanın omzuna düşer. Oğlan da bu durumdan dört köşe olur...

* Oğlanla kız flört etme dönemlerinde Kore sokaklarında dolaşır, sokak satıcılarından pek de sağlıkla olmayan şeyleri alır ve büyük bir iştahla yer. Bu arada hanımkızımız oğlanımıza bir parça kızartılmış hamur uzatır "Ham yap bakiyim" gibilerinden tavır takınır. Oğlan tam ısracakken kız lokmayı kendine çeker ve bir güzel yer. Oğlan hamura bakıp ağzını açtığıyla kalır.

*Yine bunun bir benzeri oğlan araba kullanıyorken olur. Sevdiceğine der ki" Elimde direksiyon var bana sen yedir, gülüm" Hanımkzımızda pirinç toplarını oğlanın ağzına birer birer verir.

*Her ne olursa olsun bir Kore filminde aşk aşamlı gelişir. Erkek kıza önce "Çuhae..."(senden hoşlanıyorum) der biraz zaman geçe, kız sıkılır oğlan kızın terketmesinden çekindiği için kızı bileğinden kolundan yakalar ve der ki "Saranghae..." (seni seviyorum)

* Kore filmlerinde yemek yerken görgü kuralına uyulmaz. Noodlelları fırt fırt ses çıkararak içlerine çekerler.

* Kore filminde ya iki oğlan bir kıza aşık olur ya da iki kız bir oğlana...

*Kore filmlerinde gidişat iyi değilse acı dolu son yapılır ki film vurucu olsun...

*Kore filmlerinde özelikle aksiyon sahnelerinde dövüşçülerin kelebek misali uçtuğu gözlenir...

* Kore filmlerinde genelde kızlar erkekler yüzünden ağlar. Önceki gün tır çarpmış olsa bile erkeğinden duyduğu tek sözcükle şakı şakır ağlamaya başlar...

*Kore filmlerinde genelde playboy erkekler tercih edilir. Beyefendi tiplerin popülerliği düşüktür.

* Kore filmlerinde ünlemler çok kullanılır. "Aiiigoooo" "Omo omo" bunları boyunu hafif öne uzatarak çıkarılan seslerdir ve komiktir....

*Kore aksiyon filmlerinde genelde hep bir gizli el vardır ve olayları o kontrol eder, film bitse de siz onun kim olduğunu çözemezsiniz... Sabah kalkınca "Haa demek bu oydu..." dersini ama yine de doğru cevap değildir...

*Kore filmlerinde arkadan sarılma modası vardır. Sevgiliden biri arkadan sinsice yaklaşır ve sarılır...

*Kore filmlerinde sonsuz aşktan bahsedilir "Ya benimsin ya torpağın!" gibi klişe laflar olmasa da aslında anlatılmak istenen budur....

*Korku filmlerinin sonu karmaşıktır, katliamı yapan kimdi diye boşuna düşünüp yorulmayın çözmesi uzun zaman alıyor...

Daha yazayım mı Bunlar klişedir ama insanları çok mutlu eder.....
-----
Benim gibi Kore filmleri ve dizileriyle pek alakalı olmayan biri bile bir şeyi fark etti.

- İlla sarhoş olana kadar içilir. Genelde kusan, olay çıkaran kız tarafıdır. Oğlan ya kucaklar ya da sırtlar onu evine götürür vesaire. Romantik anlar yaşanabilir.
Genelde de o tenha alanda sıkıştırılıp öpülmeler falan öyle zamanlarda yaşanır.

Not: Ama romantik olmaktan çok, mide bulandırıcı ve klişe gelebilir benim gibi bünyelere.
Hoş bu tüm dünya sinemasında sık sık karşılaştığımız bir şey ama Kore sinemasının olmazsa olmazından.
Hiç olmazsa benim izlediklerimde hep vardı.
----

Genellikle filmlerinde olan birşey var, dişi veya erkek başrol mutlaka dermansız bir hastalığa yakalanır, sonunda da bizi ağlatmak için onu öldürürler=] Hastalık klişesi dizilerinde de var ama orada pek öldürmüyorlar=p Dizilerinde ailelerin çatlak oluşu, başrol kızın genellikle salak olması, sonlara yaklaşıldığında da saçma sapan bir sebepten ayrılık sonrasında tekrar kavuşma, en ufak bir baş dönmesinde bile hastanelik olma klişeleri şu an hatırladıklarım, eklenecek daha çok sahne vardır eminim=]
----
*esas oğlanla esas kız birbirlerine aşık olmak için mutlaka aynı evi paylaşmaları gerekir 10 filmin 7 8 inde böyle olmuştur...

*kore dizi yada filmlerinde 1 kere sevilir ..bir kız yada erkek sevgilisinden ayrılınca her zaman karsısına mükemmel erkek/kız çıkar fakat her seferinde eski sevgiliye dönülür . 2.adamların kazandıgı hiç görülmemiştir..
----
Karaoke (bar) sahnelerini nasıl unutursunuz?

Dram, polisiye, komedi... Hemen hepsinde bir sahne ayrılmıştır karaokeye.
----
Hemen hemen hepsinde kızlar ya da erkekler görücü usulü randevuya gider.

Hepsinde bir adet büyükbaba ya da büyükanne vardır. Birkaç yaşlı oyuncu vardır, bütün dizilerde ve filmlerde onlar oynarlar.
----
valla hepiniz harika yazmışsınız... takdir ettim...
sanki iki gözle değil de, dört göz, hatta altı gözle seyrediyorsunuz dizileri, filmleri

aslında geriye bir şey kalmamış, neredeyse her şeyi yazmışsınız ama ben de ekleyeyim bir tane : ayak tırnağı kesme sahnesi
özellikle köyde ya da taşrada geçen filmlerde, o geleneksel Kore köy evlerinin ön taraçasında biri ilk basamağa oturur ve ayak tırnaklarını keser
-----
- Mini etekler... Kızlar muhakkak mini etek giyerler. Gerçi ince uzun bacaklarım olsaydı belki ben de giyerdim.
------
Bir de aklıma ne geldi, evde bez terlik giyme alışkanlıklarını TV ekranına yansıtmayı seviyorlar
-------
Oğlanın bütün romantizmin içine etmesi de olağandır...

Kız: "Seni çok özledim "
Oğlan: "Tuvalete gitmem lazım. Kapıyorum telefonu "
------
- Erkek kadına aşık olmayı bir türlü kendine yediremez, fark etmesi için illa başka bir erkeğin araya girmesi lazımdır.
- Başroller ilk aşk kıvılcımlarında her zaman ''delirmiş olmalıyım'' lafını kullanırlar.

Dizilerin sahneleri benzer olsa da illa Kore illa Kore
---
BİTMEZ::::
:zuhaha::zuhaha::zuhaha:

 

:zuhaha: süpermis ..bana kalirsa bu diziler tamamen kliselerden olusuyor..baktigim ilk ve tek dizide bu kliselerin en az sekizine falan denk geldim ben:zuhaha:

 

askolsun izin vermek ne demek:$hem ben de bu sözlere katiliyorumzevkler tartisilmaz...:saygilar:

:zuhaha: istedigin kriter olsun , buluruz ne var ki:füü:

 

bu aralar en sevdiğim dizi muhteşem yüzyıl.bir arkaşıma mutlaka seyret sen seyretmezsen ben kiminle kritiğini yapacam diyorum mecbur seyrediyor. başka biri de bd okumamış hiç bd okuttum

 

Nasıl yazacağını yazmak ayrı sorun, arayan kişinin hangi kelimeyi seçeceğini düşünmek ayrı sorun. Böyle şeyleri neden aradıkları ise sorun ötesi...:zuhaha::zuhaha::zuhaha:

 

Benimde tv de izlediğim tek dizi "Muhteşem Yüzyıl" her nekadar sonunu bildiğim bir hikayede olsa, dizide Kanuninin ve Hürremin "Aşkı" bana diziyi izlettiriyor.Zaten benim kızlardan başka bir şeye zaman kalmıyor, kalan zamanımıda burada sizlerle ve bd okuyarak geçiriyorum.Ne güzel dimi

Sen hiç üzülme :Frnds: ben seninle dizini kritiğini beraber seve yaparım.

 

Iyi geceler :Lv:
Ben televizyon seyretmiyorum dizi izleme aliskanligim yok:füü:
Eskiden bir defa hasta olmustum dizi izliycem diye, Hirsiz Polis diye bir dizi vardi onunla yatip onunla kalkar olmustum...diziyi izlerdim sonrainceleme asamasi baslardi sahne sahne telefonlarda arkadaslarla kritik yapardik :füü:yapimci firma bile o kadar incelememistir:zuhaha::zuhaha:
Sonra fragman baslardi onu didiklerdik ne günlerdi amaff:ff:
Izine türkiyeye gelince setine bile gitmistim...
Ama ne zaman ki sette benim ayilip bayildigim karakter oyuncu (ölümlü bir vatandas ) gibi gördüm:zuhaha::zuhaha: bir kendime geldim:zuhaha: gelis o gelis:zuhaha::zuhaha:
sonraki diziler de hep bir sorgulama baslayinca baktim olmuyor ... braktim televizyon izlemeyi...
Kitaplardaki dünyaya daldim...

 

Evet diziler ciddi klişelerle dolu ama çok samimiler,yapmacık insanlar yok ,acı çekince deli gibi ağlayan insanlar (yerlerde ciddi ciddi sürünenide gördüm) gülen eğlenen insanlar var .Bundan 6 ay önce kore dizisi deseniz bana hadi canım derdim bende herhalde ama garip bir çekiçilikleri var dizilerin .Romantik komedi olanların ciddi olarak bd lere benzediğini düşünüyorum.Hepsini oturup ciddi ciddi mi serediyorum tabi ki hayır bazen gülme krizine sokan elbiselerine takılıp eğleniyorum Şu koreliler ciddi moda takıntılı .Moda olan herşeyi acaba bunla insan evladı sokağa çıkabilirmi diye düşünmeden giyiyorlar. İyi senaristleri olduğunu düşünüyorum ama malesef son yazma konusunda sıkıntıları var

Dizide en önemli etken esas oğlan gibi ,kız çok güzel olmayabilir ,kıza bile benzemeyebilir ama esas erkek her daim yakışıklı ve bakımlıdır.Onu gören her kadın ve bazen erkek (personale Taste) beğenir aşık olur elde etmek ister.

Esas kız çok güzel olmasa da saf,iyi kalpli,duygularını çokta saklamayan hoşlanıyorsa çat diye söyleyen kızlarımız oluyor, ikinci kızımız daima güzel görmüş geçirmiş ve anasının gözü bir hatundur.Esas oğlanı baştan çıkarmaya çalışsada oğlan yüz vermez.

Benim en takıldığım Tüm kore dizilerinde ayakları üşütme korkusu Adam takım elbiseli eve giriyor ayakta pelüş terlik hemde aklınıza gelip gelebilecek en pelüş terlikler bir tanesinde plastik terliğe de rastladım bu adamlar fakir falan de değil neden bir deri terlik edeninemedikleri merak konum oldu.Coffe Prince te Gong un evi dışında yalın ayak gezilen tek bir ev bile görmedim Gerçi bu terlik takıntısı değil kültürlerinden ileri gelen bir şey anladığım kadarı ile aynı şey Japonlarda mevcutmuş.

Dizi oyuncuları içinde belirgin tehlikeler erkek oyuncu için bel fıtığı ,kadın oyuncu için ise bilek eklemleri sorunu.Her dizide gariban baş rol oyuncusu kızı muhakkak ve muhakkak sırtında ve kucağında taşır City Hunter izlediğim diziler içinde bu işi en çok abartmış olanı Lee Min Hoo nerdeyse dizideki herkesi kucağında ya da sırtında taşıdı gibi bir şey .Kızlar ise birirleri tarafından (genellikle jönümüz oluyor) bileğinde tutulup sürüklenir ama ne sürüklenme bir km boyunca adamın peşinden koştur koştur giden kızımızn aklına nedense asla ve asla ilk bulduğu direğe tutunmak gelmez.One fine day de başrol kızımızı kolundan tutup sürüklemeyen kalmamıştı nerdeyse

Kızlar dizi boyunca sürüklensede diziler sizi süründürmez bir bölüm içinde bir sezonluk Türk dizisi çekilecek kadar olay olur kazalar olur hafızalar kaybedilir bedenler yer değiştirir ama kore dizilerinin en büyük handikapı güzel son yazılamaması, bir sürü olay içinde bir bakarsız hop diye olaylar toparlanır ve dizi biter ne oldu nasıl oldu çokta mühim değildir

Mutlu son kadar mutsuzlarda vardır İlk seyrettiğim dizi olan Bad Guy da esas oğlanın çat diye ölmesinin şokunu uzun süre üstümden atamamıştım.Ama kızımız öldüğünden bile haberi olmadığı adamı beklemeye devam eder.Koreliler çok sabırlı insanlar herhalde esas kız okumaya gider esas oğlan sabırla iki yıl bekler ,esas oğlan ikici kızın iyileşmesi için onunla gider esas kızımız sabırla bekler,esas oğlan döner seni seviyorum der dizi biter siz eliniz bağrınızda gecenin üçünde dumur olmuş şekilde ekran başında kalırsınız

 

kaçmazlar merak etme hatta gongun burda oldugunu duyan ispanyollar falan turkçe ögrenmeye baslayabilir:zuhaha:kuflu nufusunda ani bir artıs olabilir:zuhaha:

 

izle izle bitmiyo dimi zaten fire dizi izlemeye gittini görebilene askolsun :zuhaha:bide biizm dizilere uzun diyolar