Bana benzeyen bir gözlerim kaldı Bir de kederli bakışlarım Düşüncemin olmadığı Aynalarda ben varım Yalan değil değiştiğim, yalan değil Şimdi her şarkı beni ağlatır Deli eden insanı zaman değil Zamanı unutmamak kahırdır Zamandı avuçlarımdan uçup giden Hayallerimin olmadığı yerde Zamandı düşünceme hükmeden İlk sevdiğim şimdi kimbilir nerde? Önce hatıralarımı götürdü ölüm Zaman aynasında ölümü gördüm.
Sadece çocukken uyanıksındır bunu bil Herşeyin farkındasındır her sese dönüp bakarsın Büyümek, uyumak ve unutmak gibidir Ve büyüklerin dediği gibi; Uyuman gerekir büyümen için...
''Hayat bazen, ''acaba'' ihtimalinin verdiği heyecanla ''yine mi'' hissinin verdiği hayal kırıklığı arasında yaşanan gel gitten ibarettir ''
Gerçeğin hayalden en büyük farkı Uzağa atarsın yakına düşer, Öyle günler öyle simalar vardır ki; Unutmak istersin aklına düşer...
Bir hayat bulsam bir gece yolda Henüz yaşanmamış olsa Etrafta da kimse yoksa... Giysem üstüme büyük gelmese Belki intihar, belki cinayet Kimse benden bilmese... Alıp başımı gitsem Büyüdüğüm mahalleye Biraz hava biraz su yeter Çocuk olsam yeniden Üstüm hiç kirlenmese... Umut Can Çeppioğlu - SENsizlik - YalınsesYayınları (2007)
“Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak Toprak ve insan kokularıyla, Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için Başımı alıp gideceğim.” — Turgut Uyar
sesinde ne var biliyor musun bir bahçenin ortası var mavi ipek kış çiçeği sigara içmek için üst kata çıkıyorsun sesinde ne var biliyor musun uykusuz Türkçe var işinden memnun değilsin bu kenti sevmiyorsun bir adam gazetesini katlar sesinde ne var biliyor musun eski öpüşler var banyonun buzlu camı birkaç gün görünmedin okul şarkıları var sesinde ne var biliyor musun ev dağınıklığı var ikide bir elini başına götürüp rüzgârda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun sesinde ne var biliyor musun söylemediğin sözcükler var küçücük şeyler belki ama günün bu saatinde anıt gibi dururlar sesinde ne var biliyor musun söyleyemediğin sözcükler var. Cemal Süreya - 8.10 Vapuru
İnsan ayrılırken fırlatmalı şapkasını denize, içinde yaz boyu topladığı deniz kabukları ve gitmeli saçları uçuşarak rüzgârda, kurduğu sofrayı sevgilisine, devirmeli denize, bardağında kalan şarabı dökmeli denize, ekmeğini balıklara vermeli ve denize bir damla kan katmalı, bıçağını dalgalara saplamalı ve salmalı sulara ayakkabılarını, yürek, çapa ve haç ve gitmeli saçları uçuşarak rüzgârda! Döner gelir sonra. Ne zaman? Sorma.
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan, Güneş kucağındadır, bilemezsin. Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür, Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın. Uçar gider, koşsan da tutamazsın...
aslında şiir beni anlatmıyor ama çok etkiliyor... Doğduğumda Siyahtım, Büyürken Siyahtım, Güneşe çıktığımda Siyahtım, Korkunca Siyahtım, Hastayken Siyahtım, Öldüğümde hala Siyahım... ~~~~~~~~ Ve sen Beyaz çocuk, Doğduğunda pembesin, Büyürken Beyazsın, Güneşe çıktığında kırmızı, Üşüdüğünde mor, Korktuğunda sarı, Hastayken yeşil, Öldüğünde de grisin, Sen şimdi bana renkli mi diyorsun?
İnsanlar da ülkelere benziyor Sınırları var, yüzölçümleri Yasaları var Bayrakları, ilkeleri Kimi dağlık bir arazidir. Kimi kıraç Kimi bereketli Kimi dardır Kimi engin göz alabildiğince Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir. Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri Sonuçta ne küçümse insanları Ne de önemse gereğinden çok Ama anlamaya çalış Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri...
ve cellat uyandı yatağında bir gece. tanrım dedi, bu ne zor bilmece. öldükçe çoğalıyor adamlar, ben tükenmekteyim öldürdükçe
Oysa ben, bir akşam üstü oturup turuncu bir yangının eteklerine yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla, dünyayı ve kendimi tüketmek isterim.. | Şükrü Erbaş
Ben tek başına ne yapabilirim Diye düşündü biri Ve hiçbirşey yapmamaya karar verdi Ben tek başına ne yapabilirim Diye düşündü bir öteki Ve yalnızlığının kuytuluğuna çekildi Ben tek başına ne yapabilirim Diye düşündü bir üçüncü Ve tek başına düşünmeyi sürdürdü Ben tek başına ne yapabilirim Diye düşündü yüzbinler Ve tek başınalıklarını sürdürdüler Ben tek başına ne yapabilirim Diye düşündü milyonlar Milyonlarcaydılar Ve tek başınaydılar Bu arada birileri Onlar adına Karar vermekteydi Tek başına olduklarını sananlar Topluca ortadan kaldırıldılar....
Öfke nüfuz ederken şiddetle damarlarımıza Ve kırmak birbirimizi başka her şeyden kolayken Akıl etsek keşke o an ölümü ve ayrılığı Ölümü düşünen insan kendini nasıl önemser? Ne daha önemlidir mahkeme-i kübradan! Ölüm fikri en büyük ego terbiyecisidir Ölümün olduğu yerde öfke hükmünü yitirir. Anlaşmak mesele değil elbet bir yolunu buluruz Sen önce bir abdest al bunları sonra konuşuruz.. | Ali Lidar