Bugun Hangi Şiir Sizi Anlatıyor ?

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda sha. tarafından 2 Eyl 2009 tarihinde açılan konu

  1. Love story

    Love story Member

    Duvarda asılı diplomalar
    insanı insan yapmaya yetmez.

    Bilmelisin ki ...

    Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,
    anlam yükü o kadar azalır.

    Bilmelisin ki ...

    Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında,
    çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.

    Bilmelisin ki ...

    Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
    Gerçek aşkların da!

    Bilmelisin ki ...

    Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
    ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

    Bilmelisin ki ...

    Aile hep insanın yanında olmuyor.
    Akrabanız olmayan insanlardan
    ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
    Aile her zaman biyolojik değil.

    Bilmelisin ki ...

    Ne kadar yakın olursa olsunlar
    en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
    Onları affetmek gerekir.

    Bilmelisin ki ...

    Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
    Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

    Bilmelisin ki ...

    Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
    dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

    Bilmelisin ki ...

    Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
    Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.

    Bilmelisin ki ...

    İki kişi münakaşa ediyorsa,
    bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
    Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

    Bilmelisin ki ...

    Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
    Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

    Bilmelisin ki ...

    Sevgiyi çabuk kaybediyorsun,
    pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.
     
  2. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    size,
    bu odanın alacakaranlığından,
    okyanusundan, beni boğan dalgalarından,
    tenimde kalan tuzundan ve
    ya...stıklarda kuruyan gözyaşından
    hiç bahsetmedim.

    size,
    nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
    (garip, tuhaf aslında)
    beyaz bembeyaz tabiatımla
    'iyiyim' diyorum.
    yani aslında korkuyorum
    bütün bunlar kıyamet
    bütün bunlar cinnet
    bütün bunlar cinayet demeye
    bir daha düzeltilemeyecek sözler
    söylemeye korkuyorum.

    telefonla birlikte ışığı da kapatıp
    bol şanslar deyişiniz, şanslar deyişiniz, deyişiniz
    çınlarken içimde,
    bunun beni ne kadar kırdığından
    hiç bahsetmedim.
    bahsetmediğim çok şey var daha
    yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
    akşamın altını, gümüşe dönüyor
    bunlar da önemli elbette
    en az,
    bana ihaneti öğrettiğiniz
    bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
     
  3. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Çok zamansız yakaladın beni
    Çok acemi
    Bunu saymıyorum aşk
    Bir daha gel emi! ...

    Ahmet Selçuk İLKAN
     
  4. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Bir gün sustum,
    değer miydi serzenişinin
    adı konmaz cevaplarıyla,
    nereye saklanacağı şaibeli bir nefretin şerefine...

    Günlerin sevdaya boyanmış kırmızılarına,
    mor krizantem anlamları yükledim...
    Bildiğim doğrular hala doğru mu bilmezken,
    sen yokken üzerini çizdim tüm Seni Seviyorum’ların...
    Geçti mi diye sorsalar,
    geçmiyor ki zaman..
    Bir gün sustum,
    sanki avazı çıktığı kadar çığlık atar gibi,
    sanki sert sesli harfleri içime sokar gibi,
    gibileri fazla itiraflar gibi...
    Ölümden kederli, aşktan bedelli,
    yaşlanmış köpek misali
    itip kakılan bir acının ortasında...

    Bir halta yaradı mı diye sorsalar,
    o bir halt etmiş,
    hayatsa umarsız..

    Bir gün sustum,
    yarim mesken tutmuşken tüm utançları,
    ar diye sarılmışken tüm günahları,
    teninde iz bırakmışken bilmediğim yasakları...

    Sevdiği yerden kanattı ya,
    unuttu mu diye sorsalar,
    eller yarasını saramadı ki,
    kalpten müsaade çıkmadı ki,
    kara saçlarından o mu suçlu ki...

    Al bu şiiri de sana sustum,
    kalmasın diye hiçbir ahın,
    helal olsun gözyaşlarım
    ve olmaz olsun gel diyen haykırışların!

    Şimdi garezim bana,
    pişmanlıklar sana,
    küsüşler tüm dünyaya...
    Susuşum kendimden,
    gidişim kendinden,
    bitişin kendiliğinden...
     
  5. Love story

    Love story Member

    Hani bazen sessizliği seversin..
    Ya da zevk alırsın hiç sevmediğin yalnızlığından
    Vazgeçersin onu beklemekle geçen hayatından.
    Yeni bir sayfa açarsın,yepyeni hisler yaşarsın.
    İşte bugün o günlerden bir gün...

    Gözlerin açılır,bulutları ellerinle kovarsın.
    Hiç bilmediğin masmavi ıssız denizlere yelken açarsın.
    Tüm huzursuzlukları silersin tek kalemle..
    İşin olmaz artık kin,öfke ya da elemle..
    İşte bugün o günlerden birgün..

    Herşeyinle kendinsindir ...
    Gökyüzü senindir,güneş senin,ay senin..
    Hiç korkmazsın hayattan...
    Unuttun mu diye sorsalar,itiraf edersin ki unutmadın..
    Artık yalnızca anladım,dersin..
    Gözlerini kapatır huzuru dinlersin.
    Evet bu sensin,yeni canlanmış bir sen..
    Hüzünsüz neşeli gözlerle sen..
    Döndüm dersin..
    İşte bugün o günlerden bir gün..
    İşte tam da bugün o tatlı,huzurlu ve mutlu gün....

     
  6. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Gözlerim gözünde aski seçmiyor
    Onlardan ruhuma sevda geçmiyor
    Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    Çünkü bence simdi herkes gibisin

    Yolunu beklerken daha dün gece
    Kaçiyorum bugün senden gizlice
    Kalbime baktim da iyice
    Anladim ki sen de herkes gibisin

    Büsbütün unuttum seni eminim
    Maziye karisti simdi yeminim
    Kalbimde senin için yok bile kinim
    Bence sen de simdi herkes gibisin..
     
  7. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Yaz bitti
    Birazdan yağmur yağacak
    Üşüyeceksin

    Çocuk olsan,
    Şalımı verip
    Korurdum kollarımın içinde

    Sevgilimsin
    Şiire sarıyorum seni
    Üşütme diye.
     
  8. Love story

    Love story Member

    Kabuğunu koparmadan
    ne bir elmayı soyabildim
    ne de iyileştirebildim bir yaramı
    ama karşıma çıkınca
    kızmadım hiç elma kurduna
    bendim çünkü bıçağı saplayan
    onun yurduna

    Şair diyorlar benim için
    bilmiyorum oysa
    her şiire konmalı mı uyak
    her yere nedense
    konamıyor tayyare
    hay dilimi
    arı türkçe soksun; uçak

    Kaptan olmak isterdim
    aynanın karşısında
    eski bir sinema yıldızı
    gibi ağlayan
    İstanbul hatlarında
    bir fırça hafifliğiyle gidip
    gelen vapurlara

    Eskimo bir şair dokunuyor omuzuma
    ve Kız Kulesi'ni göstererek
    bırak artık diyor üzülmeyi
    yedi tepeli bu şehirde
    şiir okunacak tek yer
    elbette denizin ortasındaki
    şu küçük buz dağı

    Terzi olsa da babam
    sökük dikmesini beceremem
    beni yalnızca sen anlarsın
    iğnenin deliğinden geçsin
    diye ipliklerin
    bir anlık ıslatıldığı dudaklara
    takılıp kalan annem
     
  9. Love story

    Love story Member

    Bugün gidiyorum
    Yaşadığım şehirden uzaklara
    Belki hüznün olmadığı insanlar bulurum orada
    Belki de en çok mutsuzluk oradadır
    Her ikisinde de ya neşe katarım onlara
    Ya da neşeyi ortaya koyarım
    İstemezlerse beni orada
    Koyveririm gider
    Başka diyarlara yelken açarım
    Ama dönmem , dönemem
    Gülümserim herşeye inat
    Gülümserim çünkü
    Her ne kadar tanımasamda
    Uzaklarda yahut yakınlarda
    Bir bekleyenim olduğunu bilirim.
    Her kimse bekleyenim
    Onu da ölümüne severim.
    Çünkü o;
    Benim tek gerçeğim...
     
  10. Love story

    Love story Member

    Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda
    anladım.

    Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
    Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

    Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
    Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.

    Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
    Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..

    Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
    Neden hiç ağlamadığını anladım..

    Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
    Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..

    Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
    acıtabilirmiş,
    Çok acıttığında anladım..

    Fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
    Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..

    Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
    Yüreğini avucuma koyduğunda anladım..

    ''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
    Sana ''git'' dediğimde anladım..

    Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş
    sevmek,
    Git dediklerinde gittiğimde anladım..

    Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl
    ağlayan,
    Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..

    Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş
    pişman olmak,
    Gerçekten pişman olduğumda anladım..

    Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
    Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
    Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

    Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
    affedilmeyi,
    Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..

    Sevgi emekmiş,
    Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
    sevmekmiş.
    ..
     
  11. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Seni tanıyamıyorum artık derken ne kadar da haklıydın…
    Bende seni sevdikten sonra bir daha kendime hiç rastlamadım…
    Bu gece, gecenin siyah olduğunu göremeyecek kadar körüm.
    Zindan karasına dönen yalanlarını bile tozpembe sanıyorum.
    Evet!
    Renk körüyüm…
     
  12. Love story

    Love story Member

    Diyelim yağmura tutuldun bir gün
    Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
    Öbür yanda güneş kendi keyfinde
    Ne de olsa yaz yağmuru
    Pırıl pırıl düşüyor damlalar
    Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
    Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
    İşte o evin kapısında bulacaksın beni

    Diyelim için çekti bir sabah vakti
    Erkenceden denize gireyim dedin
    Kulaç attıkça sen
    Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
    Ege denizi bu efendi deniz
    Seslenmiyor
    Derken bi de dibe dalayım diyorsun
    İçine doğdu belki de
    İşte çil çil koşuşan balıklar
    Lapinalar gümüşler var ya
    Eylim eylim salınan yosunlar
    Onların arasında bulacaksın beni

    Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
    Çakmak çakmak gözleri
    Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
    Herkes orda sen de ordasın
    Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
    Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
    Özgürlüğe mutluluğa doğru
    Her işin başında sevgi diyor
    Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
    Bi de başını çeviriyorsun ki
    Yanında ben varım
     
  13. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Hoş geldin!
    Artık bütün ayrılıklar bize iki beden küçük gelir sevgilim..
    Bu aşk tam da üstümüze göre oldu..
    Güle, güle giyelim..

    Gözünden tanırdım seni..
    Tüm kaçışlarını..
    Susuşlarını..
    Öylece olduğun yerde duruşlarını ezberlemiştim!
    Tutmazdı artık yalnızlığımızı hiçbir yama,
    Beni engelleyip durma,
    Ben senin tüm çevrimdışı hallerini bilirim!

    Gece soğuk..
    Gözlerin yeter ellerimi ısıtmaya..
    Bir bakışın yeter tenimi yakmaya..
    Dokunacak olsan gözlerime,
    Kaç şiddetinde sarsılır bu şehir de dönüşür enkaza?

    Neden’leri yada Niye’leri hiç sormadım kendime..
    İnan hiç sormadım!
    Sana satırlar dolusu cümle,
    Cümleler dolusu 'biz'den bahsetmek istiyordum sadece..

    Nefesime kaç şehir uzaklıkta olduğun umurumda bile değildi..
    Yada ellerine değmek için kaç ülkeyi fethetmem gerektiği..
    Ben sadece bir büyüydü bu,
    Ve onun bozulmasını istemiyordum..

    Yıllardır kaybettiğim bir şeyimi bulmuş gibi..
    Masal gibi..
    Belki de roman gibi bir şey bu..
    Gerçek mi değil mi onu bile bilmeden geldim sana..
    Hiçbir şey beklemeden geldim..

    İçimizde bir şey var..
    Benim söyleyemediklerimde saklı,
    Senin saklayışlarında..
    Bir şey var aramızda..
    Adını Sen Koy...
    Baş harfi AŞK olsun..
     
  14. Love story

    Love story Member

    Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
    Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

    Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
    Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.

    Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
    Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.

    Mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
    Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.

    Hadi git, benden sana dilediğince izin,
    Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.

    Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
    Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.

    Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
    Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.

    Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
    Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!

    Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
    Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.

    Her darbene tahammül edecektir bedenim,
    Gururum mani olur perişanıma benim.

    Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
    Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.

    Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
    Sana gül bahçesini kim açar benden başka!

    Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
    Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!

    Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
    Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.

    Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
    Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!

    Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
    Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!

    Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
    Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.

    Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
    Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!

    Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
    Günahıma girmeden, katilim olmadan git! .
     
  15. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    oğlum;
    sana bu mektubu bizim cehennemden yazıyorum
    bir yaşıma daha gireceğim neredeyse
    tabii bundan haberin yok senin
    kronometreye erken bastığın için
    beni hep yakışıklı hatırlayacaksın
    bizi bırakıp gittiğin yerde
    eski güzel günleri düşünüp hayıflanacaksın

    ama dur!

    sen hatırlıyor musun beni?
    peki sen herhangi bir şeyi hatırlıyor musun?
    ben yirmiydim tanıştığımızda
    sen beni en son otuzbeşimde gördün istanbul'da
    sonra sen kaş'ta öldün
    o akşam aynı anda geldik antalya'ya
    sen beni görmedin, ben sana bakıyorken
    ben sana öyle dikkatli baktım ki oğlum ayrılırken
    sen iyi ki görmedin beni

    yoksa gözgöze gelir gülerdik, eskisi gibi

    olmadık bir yerde gülerdik ya hani?
    öyle olurdu yine
    gözlerimizi kaçırırdık ciddiyeti bozmamak için
    hani sahnede olduğu gibi.
    sen ağlarken bakamazdım sana
    sinirimi bozardın, gülerdim
    çünkü sen her boktan şikayet ederdin oğlum
    öyle çok şikayet ederdin ki
    sonunda sıkılır gülerdim
    sonra sen de sıkılırdın kendinden
    başkası gibi olmak isterdin
    mutlu olan bir başkası gibi
    dert etmeyen biri
    hani, benim gibi biri

    birşey diyeyim mi sana oğlum?
    şimdi dönsen buralara
    ne gidilecek bir yol
    ne uğruna ölünecek bir kadın
    herneyse...
    ama kadınları çok dert ederdin sen
    ama onlar seni severdi oğlum
    ama sen çok ağlardın onlar için
    sevemezdin kendini bir türlü
    onlar seni çok sevse de
    senin gibi olmak istemezdim o zaman

    daha çok sevin beni!
    daha çok gülün bana!
    beni daha çok isteyin!
    daha çok!
    ama seni en çok ben...

    birşey diyeyim mi sana oğlum?
    şimdi dönsen buralara
    ne gidilecek bir yol
    ne uğruna ölünecek bir kadın
    ne de sabaha kadar konuşarak sana vaadettiklerim

    kandırdım seni oğlum
    parayı dert etme diye
    yok öyle birşey, başarısızlık diye
    illa da başkası olmaya çalışma salak gibi
    bir kadın için ölme diye

    kandırdım

    artık umrunda değil mi bunlar?
    artık bozulmuyor musun bu işlere?
    aşkın da bir önemi kalmadı mı yoksa?
    o kadın için ölmez misin bir daha?
    ne var, bir kere daha ölsen?
    değmez mi o kadın buna?

    hani, hani değerdi?

    çıplak ayaklarıyla yürürken mezarının üstünde
    keyiflenmeyecek misin toprağın beş karış altında?
    öyle de oldu zaten, vasiyet ettiğin gibi
    çıplak ayaklı kıza

    bıraktın değil mi oğlum?
    bıraktın, gittin
    peki!
    ama ben buradayım hala
    ben devam ediyorum
    peki sen bakıyor musun bana oradan?
    gülüyor musun bana?
    sanıyor musun ben aynı şarkıyı söylüyorum?

    beni daha çok sevin!
    bana daha çok gülün!
    daha da çok isteyin beni!
    beni daha çok özleyin!

    ama seni...
    seni en çok ben, ben!

    hayır ben çok değiştim oğlum
    bir başkası değilim artık
    vazgeçtim maymunların dünyasından
    bıraktım alkışları, istemiyorum kahkahaları
    istemiyorum bir aptal gibi yaşlanmak

    işte belki de bu yüzden
    seni en çok ben...
    en çok ben özlüyorum!

    benim ölü arkadaşım!...


    -Okan Bayülgen
     
  16. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    giderdin
    hüznü filîzî bir akşamda
    bir hayat olurdu bakışım
    yağmurlar bilirdim sırdaş
    sokaklar tenha

    giderdin
    ne çok üşürdüm ardından
    gül düşürdüm mısralara
    sana ağıt yakışım
    sır kalırdı aynalara

    giderdin
    usul öyle yelken fora
    arta kalan çağrışım
    sustukça çoğalan çığlığım
    zaman zaman ardın sıra

    giderdin
    ağlamak kâr etmez
    ferman buyurdun çün
    geçer kar geçer bora
    bir duvarda sarmaşığım
    kuşlara
     
  17. Love story

    Love story Member

    Susmalıyım sanırım,daha fazla saçmalamadan
    Çekilmeliyim aradan,daha çok bağlanmadan
    Göz yumduklarımın aksine ufak gülüşler var burada
    Ufacık mutluluklar
    Benim gibi değiller ondan
    Gideceğim demiştim,gittim oradan
    Bak daha mutsuzum şimdi
    Gideceğim yine akşam vakti
    Yine dönmeyeceğim
    Kalp kırıklıkları geçer mi?
    Yoksa insan yeniden sevmemeli mi?
    Sevse de karşındaki biilmemeli mi?
    Çok acıtsa da güzel değil mi sevgi?
    Karşılığı olmasa da tek mutsuz olmak mı?


    Evet,Hayır,Evet,Evet,Hayır....
     
  18. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Bugün gelmiştin bana!
    Ceplerin aşk doluydu, gözlerin özlem!
    Tanrı tenine değebilseydi, beni cehenneme hiç sokmazdı,
    Ben teninde böyle yanarken!
    Kirpiklerinden sağanak mutluluk yağıyordu üzerimize..
    Biz ıslanmayı hep sevmiştik..
    Sevişirken uslanmayı birde..

    Gözlerinde, avuç içlerinde, nefesinde
    seni bir ömür boyu aşk olarak saklayacağıma söz veriyorum,
    Demiştim içimden bana geldiğin gün!
    Geldiğin gün tüm kainat gözümden düşmüştü..
    Sen dudaklarıma düşünce yüzüstü..

    Tanrı o gün cenneti bir günlüğüne bize kiraladı sanmıştım!
    Şeytanın o gün istifasını basıp aramızdan ayrıldığına,
    Gerçekten inanmıştım!
    Evet, sadece göz göze gelmiştik oysa!
    Yeterdi tek bir bakışın içimdeki acıyı yetim bırakmaya!

    29 harf gibi içime döşedim seni..
    Sessiz harfler gibi bekledim..
    Sesli harfler gibi sevdim!
    Ellerinde bana parantez aç sevgilim,
    Aramıza hiç girmesin 3.şahıs isim..

    Hastalıklı bir aşk gibi seni sevdim!
    Röntgende yabancı cisim var sol yanında dediler..
    Baktım onlar sadece senin gözlerindi sevgilim!

    Tıp bile farkında değildi..
    Başarılı bir ameliyat geçiriyorduk ikimiz..
    O gün yalnızlığımı kürtajla içimden alırken sen,
    Sevgilim, ellerine sezeryanla aşk doğuruyordum ben!
     
  19. Love story

    Love story Member

    Ne zaman gülmeye kalksam ayağıma dolanırdı acılar!
    Ah be yalnızlığım,
    Seni kaç kez sırtından bıçakladılar?


    Önce son sözlerimizi incelediler!
    Sonra senin ayak izlerini..
    Benim gözyaşlarıma dokundu yabancı bir el..
    Yabancı bir ses, aşkı yeni vurmuşlar dedi!
    Gidişini delil yetersiziğinden kimse engelleyemedi!
    Sustum!
    Alfabeyi unutmayı söktüm,
    Her harfi içime kustum!
    Sevgilim,
    Sen bilmezsin!
    Ben acının gözlerine pusu kurdum!

    Aşk!
    Acıydı!
    Acıttı!
    Sonra!
    Sonra kanattı!
    Aşkın ölümü gerçekleşti,
    Artık sadece makinaya bağlı yaşatabiliyorlardı!

    Sen!
    Pardon siz demeliydim!
    Siz kaç yüzlüydünüz!
    Ben yanlışlıkla hanginizi sevdim!
     
  20. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
    belini sarmayalı,
    gözünün içinde durmayalı,
    aklının aydınlığına sorular sormayalı,
    dokunmayalı sıcaklığına karnının.

    Yüz yıldır bekler beni
    bir şehirde bir kadın.

    Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
    Aynı daldan düşüp ayrıldık.
    Aramızda yüz yıllık zaman,
    yol yüz yıllık.

    Yüz yıldır alacakaranlıkta
    koşuyorum ardından.
     

Bu Sayfayı Paylaş