Şu anda bir yerde oturuyor veya uzanmış olabilirsiniz. Birazdan oturduğunuz yerden, muhtemelen ayağa kalkıp yürümeye başlayacak, belki de eğilip yerden birşeyler alacak, belki kütüphanenizin üst rafına uzanaksınız. Bütün bunları yaparken bir yandan da parmaklarınızla sıkıca kavradığınız fincandaki çayınızı da yudumluyor olabilirsiniz. Ancak her ne konumda bu satırları okuyorsanız veya hangi işi yapıyorsanız yapın, tüm hareketlerinizi kemiklerinize ve kemiklerin oluşturduğu güçlü iskelet sistemine borçlusunuz. Eğer kemikler ve iskeletiniz olmasaydı, bu yazıyı okuyamazdınız, değil yerinizden kalkıp hareket etmek, koşmak, yürümek, elinizi kıpırdatmak bile sizin için mümkün olmazdı. Çünkü vücudunuz, içi boş bir çuval veya bir et yığını gibi yere serilirdi. Organlarınız kendi ağırlığınız altında ezilir ve birkaç saniyede yaşamınızı yitirirdiniz. Günlük hayatta hiç düşünmeden yaptığımız ve çok basit olarak nitelendirilebilecek hareketleri bile kemiklerimizin fonksiyonel yapıları sayesinde gerçekleştiririz. Örnek olarak bir kitabı okurken neler yaptığınızı düşünelim. Kitabın ilk sayfasını çevirdiniz. Bunu yaparken ilk olarak işaret veya orta parmağınız çalıştı. Baş parmağınız da size yardımcı oldu. İşaret parmağınızı oluşturan üç parça kemik sırayla büküldü. Aynı zamanda başparmağınızı oluşturan iki kemik havaya kalkarak sayfanın çevrilmesini sağladı. Bütün bunlar olurken elinizin bağlı olduğu bilek kemiği ve elinizdeki diğer kemikler çeşitli açılarda büküldüler, esnediler. Elbette kol kemikleri de sayfaya doğru uzanmanıza yardım ettiler. Kısacası varlığının belki de farkında olmadığınız bir mekanizmanın, yine siz hiç farkına varmadan, sizin için birçok işlemi aynı anda yapması sayesinde kitabı okumaya başladınız ve hala da sayfaları çevirmeye devam ediyorsunuz. Gülme, koşma, yürüme, oturma, kalkma, ayakta durma, yatma, yazı yazma. Her insan bu işlemleri kemikleri sayesinde yapar. Kemikleri sayesinde yürür, yine onlar sayesinde ayakta durur, yatar, güler, kemikleri sayesinde yemek yer. İnsan bedeninin çatısı 206 tane sert parçanın biraraya gelmesiyle oluşmuştur. Bu parçalar adeta bir yap-boz oyununun parçaları gibi birbirlerine tam olarak uydurulmuş ve belirli uçlardan birbirlerine tutturulmuştur. Kemikler ve kemiklerin biraraya gelerek oluşturduğu iskelet; yapı, görev ve fonksiyon olarak incelendiğinde, çok önemli bir yaratılış mucizesi ile karşı karşıya olduğumuzu daha yakından fark ederiz. Birbirine Bağlı 206 Parçalı Bir Yapı: İskelet Bir yetişkinin vücudunda 206 kemik olmasına karşın, bu sayı çocuklarda 350 kemiğe kadar ulaşır. Ancak ergenlik dönemine girerken bu kemiklerin birçoğu birleşir ve kemik sayısı 206'ya düşer. İnsan vücudunun ağırlığının yaklaşık yüzde 20'sini kemikler oluşturur. Yani 80 kilo ağırlığında bir insan, bedeninde 16 kilogram ağırlığında kemik taşır. Daha doğrusu, bu 16 kilogramlık iskelet, 80 kilogramlık bedeni taşır, ayakta tutar, hareket ettirir. Bu dayanıklılık, iskeletin hayranlık uyandıran özelliklerinden sadece bir tanesidir. Kemiklerin en önemli özelliği ise insana çok çeşitli şekillerde hareket imkanı sağlayabilmeleridir. Bu özellik, uzun yıllardır türlü makine ve robotlar üzerinde uygulanmaya çalışılmış, ancak son derece kısıtlı sonuçlara ulaşılmıştır.