Gizemli - Korkulu Hikayeler

'Hikayeler, Efsaneler ..' forumunda ...... tarafından 6 Eyl 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. ......

    ...... Misafir




    Ölen Kızın Annesine Yardımı...

    Bir kadın evde tek başına yatıyormuş.O kadar çok hastaymış ki kalkıp telefona bile uzanamıyormuş eşini aramak için.

    Doktor o sırada hastahaneden evine yeni dönmüş.Bir çay yapmış kendine ve balkondan yağan yağmuru seyrediyormuş.Sokakta koşan 6-7 yaşlarında ki ufak kıza takılmış gözü.Ufak kız apartmana girmiş ve doktorun kapısını çalmış.Doktor şaşkınlıkla kapıyı açmış karşısında üstü yağan yağmurdan sırıl sıklam olmuş ufak bir kız çocuğu duruyormuş.Doktorun sormasına izin vermden ufak kız çocuğu hemen söze atılır ve " Doktor Bey annem çok hasta ölmek üzere hemen gitmemiz gerek" der. Tutar doktorun elinden ve eve götürür.

    Kapı çalar kadın güçlükle yataktan kalkar ve kapıyı açar. Ufak kız ortadan kaybolmuştur. Doktor şaşırır hasta kadına "Ben doktorum der. Ve içeri girip ilk muanesini yapar. Kadın doktoru eşi gönderdi sanır. Fakat şaşkındır nasıl haberi olmuştu? Biraz konuşucak gücü bulunca doktora sorar: "Buraya nasıl geldiniz? der. Doktor olanları bir bir anlatır.Siyah kazaklıkırmızı etekli ufak esmer bir kız beni getirdi kızınızmış der. Kadın yorgun bedenini zorla yataktan kaldırır ve evet kızımdı der.

    Köşedeki sandığı açar ve kızının kıyafetlerini oradan çıkarır. Sırılsıklam olmuştur elbiseler. Ve kadın kazağa sarılıp koklayarak ağlamaya başlar. 2 sene önce ağır bir hastalıktan öldü kızım der. Hasta kadın ıslak elbiselere sarıllır ve " Teşekkürler kızım " der.... ​
     
  2. ......

    ...... Misafir



    Bir Genç cumartesi gecesi bir partiye gidiyor. Çok eğleniyor bir kaç bira içiyor. Partiden tanıştığı bir kız ondan çok etkilenmiş görünüyor ve onu başka bir partiye davet ediyor. Hemen kabul ediyor ve diğer partinin gerçekleştiği yerde bir kaç bira daha içiyor ve daha sonra anlaşıldığı üzere birileri buna uyuşturucu veriyor. (Hangi uyuşturucu olduğu bilinmiyor.)

    Daha sonra bu Genç uyandığında içi buzla doldurulmuş bir küvette çırılçıplak olduğunu anlıyor. Hala içkinin ve uyuşturucunun etkisinde olduğunu hissediyor ve etrafına baktığında yalnız olduğunu anlıyor. Göğsüne bakıyor ve göğsünde rujla yazılmış bir kağıt olduğunu fark ediyor. Kağıtta söyle yazıyor: "112'yi ara yoksa öleceksin!".

    Küvetin yakınında bir telefon görüyor ve hemen 112'yi arıyor ama nerde olduğunu ne içtiğini kimlerle olduğunu bilmediğini söylüyor.Operatör hemen ona küvetten çıkmasını ve bir aynanın karsısına geçmesini söylüyor.

    Genç göğsünde hiç bir anormallik görmüyor ama Operatör sırtına bakmasını söyleyince sırtında 2 tane büyük yarık olduğunu fark ediyor. Bunun üzerine Operatör onun tekrar buz dolu küvete dönmesini ve orada ambulansı beklemesini söylüyor. Daha sonra hastanede yapılan incelemeden sonra onun 2 böbreğinin çalınmış olduğu anlaşılıyor. Her böbrek karaborsada 10.000 Dolar ediyor.(Gencin bundan haberi yok tabii.)

    Daha sonra anlaşıldığına göre : 2. parti tamamen sahte bu ise karısan insanların çok iyi tıbbi bilgileri var ve verilen uyuşturucu eğlence amacını içermiyor. Su anda bu Genç hastanede onu yaşamda tutan bir alete bağlanmış durumda ve hala dokularına uygun bir böbrek bekliyor.

    Bu mafya çok iyi örgütlenmiş ve finanse edilmiş durumda profesyonellerle çalışıyor. büyük şehirlerde aktif durumda ve görünüşe göre en çok New Orleans NewYork ve bir söylentiye göre Istanbul'da da faaliyet gösteriyor. 112 bu sucu artık tanıdığından dolayı kişileri hemen aynaya yönlendirerek olayın boyutunu anlamaya çalışıyor.​
     
  3. ......

    ...... Misafir



    Ahşap evdeki hayalet

    Her sey 1994 yilinda basladi. Olaylarin yasandigi yer ise tarihi ahsap bir evdi. Yüksel ailesi yakinda içinden çikilmaz bir hal alacak alan olaylari baslarda önemsemedi.

    Üsküdar semtinde oturduklari ahsap binada meydana gelen ilk gariplik evdeki isiklarin kendi kendine yanip sönmesiydi. Elektrikçiler ve tamirciler çagrildi ve binanin elektrik sistemi kontrol edildi. Ancak probleme rastlanmadi.

    Bir süre sonra Emir Yüksel uykusunda rahatsiz edilmeye basladi. Gece yattiktan sonra üzerine bir agirlik çöküyor; bazi geceler güçlükle agirliktan kurtuluyor ve çigliklarla uyaniyordu. Genelde evde bulundugu zamanlarda da bu gerilimi hissediyor evden çikinca rahatliyor ancak tüm bunlara anlam veremiyordu.

    Son çare olarak esini ve çocugunu alarak evden tasinan Emir Yüksel bir süre için yasanan tüm garip olaylari o eski ahsap evde biraktiklarini düsündü. Ancak bir gece yatmak için odasina giderken karsisinda bir siluet belirdi ve kayboldu. Bu siluetin ortaya çikis sikligi artinca Emir Yüksel'in esi ve kizi da ayni görüntüyle karsilasinca ailenin geceleri kabusa dönüstü. Olayin bir diger ilginç sahidi de ailenin köpegiydi. Evde tanimlanamaz varlik dolastiginda köpek hemen uzun uzun ulumaya basliyordu.

    Bir gece yine isiklar yanip sönmeye basladi. Köpek yine huzursuz hareketler yapiyor ve uluyordu. Çileden çikan Emir Yüksel çiglik çigliga bagirip çagirmaya basladi ve varliga onlardan ne istediklerini sordu. O gece bu soruya yanit alamadilar; ancak tüm aile ilk defa silueti hep birlikte gördü.​
     
  4. ......

    ...... Misafir



    Ermis

    Daha henüz 9 yasimdaydim fal ruh cin seytan vb. gibi seylere inanmazdim yeni insaa edilmis bir eve tasinmistik ama nedense bir türlü gece banyodan ve sokak kapisindan garip sesler geliyordu. Tasindiktan bir hafta sonra seslerin nereden kaynaklandigini anlamak için ben banyo abim ise sokak kapisinin önünde bekliyordu. Fakat hiç bir sey gözükmüyordu ama ses vardi. Evimize hoca çagirdik dua okudu ve bize banyoya 1 kova su takunya ve havlu birakmamizi söyledineden diye sordugumuzda ise hiç bir sey söylemedi. Hocanin dediklerini aynen uyguladik o gece rüyama garip seyler girmisti beyazlar içinde elinde bir asa yasli biri el hareketiyle kizginligini anlatiyordu. Sabah kalktigimizda su bitmis takunyalar ve havlu islakti en ilginç olani ise kapinin kilidi açikti. Hocayi tekrar çagirdigimizda bize evin yapildigi konumda çok ama çok eskiden bir mezar oldugunu söyledi ve rüyama giren kisinin bir ermis oldugunu söyledi banyoda ise abdest almisertesi hafta evden tasindik ve su an orada hiçkimse oturmuyor. Ve tam 17 yasindayim.​
     
  5. ......

    ...... Misafir



    Musalla Tasi


    Köyümüz Tipi Köy Iç Anadolunun en eski köylerindendir.Köyümüzün mezarligi evimizin tam karsisindaydi.Komsumuzun bize orada garip seyler gördüm demesi bizi ne kadar ürkütsede inandirmiyordu.Ta ki Burak arkadasimin sünnet gecesine kadar.Birden arkadasimin hediyesini evde unuttugumu farkettim.Gece garip olaylarin oldugunu bildigim için eve gitmeye korkuyordum.Eve yaklastigimda bazi çigliklar duymaya basladim.Musalla tasinin üzerinde garip isik büzmelerinin daire biçiminde döndügünü gördüm ve birden at sesleri gelmeye basladi.Ileriye dogru baktigimda atin üzerine binmis bir gelinin hizla musalla tasina dogru geldigini gördüm.Gelin bir süre musalla tasinin etrafinda dolastiktan sonra mezarliga girerek agit yakmaya basladi.Ben bu arada korkudan ne yapacagimi sasirdim.Daha sonra bir dügün alayinin gelip gelini alarak oradan hizla uzaklastigini gördüm.Bende dügün yerine kosup olanlari dedeme anlatmaya basladim.Dedem bana inanmadi.Ertesi sabah mezarliga bakmaya gittigimde bir gelin duvaginin bir mezara bagli olarak buldum.Bu duvagi dedeme gösterdigimde dedemin agladigini ve bu duvagin savasta gelinken sehit olan ablasina ait oldugunu ve mezarinsa sevdigine ait oldugunu söyledi.Bir kaç yil sonra Aksehir gölünün tasmasiyla köyümüz sel altinda kaldi bir daha böyle bir olay görülmedi​
     
  6. ......

    ...... Misafir



    Bi otomobil tamircisi ılık ilkbahar gecelerinden birinde evine giderken yolun kenarında bi araba ve arabanın başında da patlayan lastiği değiştirmeye çalışan iki güzel kız görmüş. Yardım amacıyla kenara yanaşmış. Ama istepne de patlakmış maalesef. Adam "Bu saatte bunu tamir etmek imkansız. İyisi mi ben sizi evinize bırakayım yarın bir çaresine bakarız" demiş. Evin önüne geldiklerinde kızlar adamı bi fincan kahve içmek için evlerine davet etmiş. Ev bi apartmanın 7. katında hoş bi daireymiş. İstepneyle uğraşırken elleri kirlendiğinden eve girer girmez adam banyoya gidip ellerini yıkamış. Bu arada OMEGA marka saatini de kolundan çıkarıp aynanın önüne koymuş. Kızlardan birinin "Kahve hazır" diye seslendiğini duyunca hemen ellerini kurulayıp banyodan çıkmış. O aceleyle de OMEGA marka saatini çıkardığı yerde unutmuş. Kızların sohbeti çok keyifliymiş. Grup vaktin nasıl geçtiğini anlamamış. Sonunda adam geceyi kızların evinde geçirmiş. Sabah da 7’de kalkıp işe gitmiş. Tamirhanesine vardığında saatini kızlarda bıraktığını farketmiş "İyi bari kızları tekrar görmek için bahane olur" diye düşünmüş. Akşam iş bitimi saatini almak için kızların evine gelmiş ama kapıcı bahsettiği kızların artık o dairede yaşamadıklarını söylemiş. Bu iki talihsiz kız 3 hafta önce trafik kazası geçirip ölmüşlermiş meğer. Şu an da adamın onları ilk gördüğü yere çok yakın olan bi mezarlıkta yatıyolarmış. Tamirci duyduklarına inanamamış "Nasıl olur? Ben dün akşam evlerinde onlarla beraberdim" demiş. Kapıcı bunun imkansız olduğunu söyleyerek adamı kapısı avukat tarafından mühürlenmiş dairenin önüne götürmüş. Adam çok meraklanmış tabii. Ertesi gün avukata gidip durumu anlatmış ve beraberce kızların dairesine gelmişler. Mühürü açıp içeri girmişler. Adam doğruca banyoya gitmiş. OMEGA marka saat aynanın önünde bıraktığı gibi duruyormuş..​
     
  7. ......

    ...... Misafir



    Amerika'da bir baba ve oğlu beraber bir karavan yolcuğuna çıkmışlar. Alternatif bir tatil yapmayı planlıyorlarmış. Belli bir yol güzergahı çizmedikleri için macera olsun diye anayoldan sapıp dar bir yola girmişler. Bayağı bir yol gittikten sonra çöl gibi bir yere varmışlar. Etrafta in cin top oynuyormuş. Bu sırada adam benzinlerinin azaldığının farkına varmış. Hemen haritayı açıp en yakın yerleşim yerini aramışlar. Karavan bir süre daha gittikten sonra benzin bittiği için yolda kalmış.

    Baba kasabaya gidip benzin alıp geleceğini söylemiş. Ancak çocuk bulundukları yerden hiç hoşlanmamış. Babasına kendisini de götürmesi için yalvarmış. Ancak adam çocuğun onu yavaşlatacağını düşündüğü için karavanın kapısını kilitleyeceğini ve kısa sürede döneceğini söyleyerek çıkmış. Cep telefonunu da çocuğa bırakmış. Çocuk korku içerisinde beklemeye başlamış. Bir saat geçip babası geri dönmeyince paniğe kapılmış. Bir zaman sonra karavanın tavanından "pıt pıt pıt" diye sesler gelmeye başlayınca telefona sarılıp eyalet polisini aramış. On dakika sonra kasaba şerifi karavana ulaşmış. Şerif ve yardımcıları kapıyı kırarak açmışlar. Çocuk dışarıya çıkar çıkmaz babasının kasabaya gittiğini ama çok geç kaldığını nefes nefese anlatmaya başlamış.

    Ama şerif çocuğa bakacağına karavanın altında durduğu ağaca bakıyormuş. Sonra yardımcısına "Çocuğu buradan uzaklaştırın" deyince çocuk arkasını dönüp ağaca bakmış ve düşüp bayılmış. Meğer karavanın üzerine pıt pıt diye damlayan ağacın dalına asılmış olan babasının kafasız cesedinden akan kanın sesiymiş.​
     
  8. ......

    ...... Misafir



    Birgün Amerikalı yetkililer süper özelliklere sahip bir uçak yapıp Irak devletine hediye etmişler. Uçağı denemek için hemen birkaç yetkili ile birlikte yolculuk başlamış herşey iyi giderken birden bir sorun çıkmış ve uçak DANGER! Sinyali vererek düşmüş. Daha sonra aynı şekilde bir uçak yapan Iraklılar bunu Amerikalılara hediye etmişler. Hemen tura başlamışlar. Bir anda uçakta bir sorun çıkmış ve uçaktan şu ses geliyormuş
    - "EŞHEDÜENLAİLAHE.......!"​
     
  9. ......

    ...... Misafir



    Lamba Altındaki Garip Varlık

    Herkese çok selam ve sevgilerle arkadaşlar bu olayın öncellikle gittiğimiz kampta geçtiğini belirtmek isterim bir gün geceleyin yola çıkacaktık sokak başındaydı kaldığımız oda bende babama yardım ediyordum eşyaları arabaya koyuyorduk birden lambanın altında kapkaranlık bir varlık bize bakıyordu babama şu ne diye sordum bilmem diye geçiştirdi saatte sabahın 5'i falandı orada baya bir kaldı bizi seyretti sonra gözlerimin önünde kayboldu evet kayboldu nasıl olduğunu onu gördüğüm andan beri çözemiyorum ve çözemeyeceğim galiba neyse inşallah bir daha böyle garip olaylar kimsenin başına gelmez umarım herkese iyi günler...​
     
  10. ......

    ...... Misafir



    Dikiz aynasındaki gözler

    Bu olaya mantıklı bir yanıt bulamıyorum ve hala kanımı donduran bu olayın şokunu yaşıyorum.

    Bulunduğumuz bölge beldenin dışında ve tepelik bir bölge çevremizde yalnızca birkaç tane ev bulunuyor ve ana yola uzaklığı yaklaşık 15 km. yüksek bir nokta olduğu için rüzgarla birlikte 15 km uzaktaki büyük bir kasabanın ışıklarının verdiği manzara oldukça keyifli.

    İki gün öncesi akşam saat 9 civarları; kız arkadaşım tatilde olduğu için uzun bir görüşme yapma isteği duydum bu nedenle tepenin üzerine oturdum ve konuşmaya başladım henüz 5 dakika olmuştu birden arkamdan çok süratlı birşeyin geçtiğini hissettim kafamı çevirdiğimde hiçbirşey görememiştim konuşuyor olmam ve rüzgarın esmesinden dolayı aklıma kötü bir şey getirmedim muhtemelen hızlı bir rüzgar arkamdaki otları oynattı diye düşündüm. Görüşmem uzun sürmedi kız arkadaşım babamlarla dışarıya çıkacağız dönünce ben seni ararım dedi ve kapattı. Eve girdiğimde bu garip olayı çoktan unutmuştum. Aradan 3 saat geçti kız arkadaşım aradı odada kardeşim uyuduğundan beni biraz bekle dışarıya çıkayım 5 dakika sonra ararım dedim. Amacım arabayı tepenin üzerine çıkartıp hem hafiften müzik dinlemek hem de konuşmaktı arabayı tepenin üzerinde manzaraya karşı durdurdum güzel bir müzik açtım kız arkadaşımı aradım. Yaklaşık 40 dakikadır konuşuyorduk oldukça keyifli gidiyordu sohbet kız arkadaşım bir dakika beklememi istedi seni hemen ararım dedi ve kapattı kapatınca ben bir sigara yaktım müziği değiştirdim kapıyı araladım dışarıda rüzgar vardı manzaranın tadını sigarayla yoğunlaştırıyordum sigarayı ağzıma götürdüm kafamı hafif geri aldım manzaraya bakarak sigaramdan içime çekiyordum gözlerim dikiz aynasına gitti !!!!! AMAN TANRIM!!!!! arabada arka koltukta donuk bakışlarıyla bana bakan bir surat vardı o korkunç ve ölüleri andıran gözleri o kadar içime işlediki kanım dondu kendimi bu güne kadar hissetmediğim bir korkuda sanki boşluğa düşercesine dizlerimin dermanın gittiğini ve elimi bile oynatamayacak kadar güçsüz kaldığımı hissettim gayri ihtiyari bir çığlıkla kendimi kapının dışına yuvarladım çıldırmıştım tepeden eve inişim belki saniseler içerisinde gerçekleşti. Babama kekeleyerek olayı anlattım işte o an gerçekten ne kadar korktuğumu anladım dizlerim beni daha fazla taşıyamadı yere düştüm. Babam arabayı getirdi ama orada hiç birşey olmadığını söyledi.

    Şimdi düşünüyorum da uzun konuşmam süresince acaba o şey hep oradamıydı ?​
     
  11. ......

    ...... Misafir



    Mezbahadan et taşıyan bir tırın sabahın erken saatlerinde yüklenip bir an önce yola çıkması gerekiyormuş. İşe sabahın kör vakti gelen işçiler tırı yüklemeye başlamışlar. Alelacele işi bitirmişler. Tırın şoförü arkadaki soğuk hava deposunun kapısı kapatılır kapatılmaz yola çıkmış. Ancak son eti çengele takmaya uğraşan işçinin içeride kaldığını kimse farketmemiş. Uyku sersemi olan işçi de başına gelen korkunç şeyi ancak tır hareket edince farkedebilmiş. Tır hiç durmadan 8 saat yol alacağından arkadaşları kaybolduğunu farketmezlerse donarak öleceği kesinmiş.



    Bir süre duvarları yumruklamış ama sesini duyuramayacağını biliyormuş. Bir süre sonra üşümeye başladığından hareketleri yavaşlamış ve bir kenara çöküp ölümü beklemeye başlamış. Oturup kaçınılmaz sonunu beklemeye başlamış ve cebinden çıkardığı kağıt kaleme yazmaya başlamış. 1. saat: çok üşüyorum; 2. saat: her yerim uyuşuyor; 3. saat: ayaklarımı hissetmiyorum; 4. saat: donarak ölmek istemiyorum kalemi tutucak gücüm kalmadı ellerim dondu...



    Tır etleri teslim edeceği yere geldiğinde şoförü dondurucunun kapısını açınca içerisinin soğuk olmadığını farketmiş. Sabah yola çıkarken aceleden dondurucuyu çalıştırmadığını hatırlayan şoför lanetler okurken köşede büzülmüş yatan işçiyi görmüş. Adamın uyuyakaldığını sanan şoför işçiyi sarstığı halde uyandıramamış.



    Polis olaya el koymuş şoför tutuklanmış. Bir müddet sonra adli tabip raporunda işçinin ölüm nedeni vücut ısısının hızla düşüşü olduğu açıklanınca temize çıkmış. Meğerse talihsiz işçi psikolojikman ölmüş. ​
     
  12. ......

    ...... Misafir



    Kapalı Kapılar


    Julia Dixon kazayla anahtarını evde unutmuş ve sokakta kaldığı sırada postacı ona doğru yaklaştı.
    Bayan Dixon !

    Üzgün görünüyorsunuz bir sorun mu var? Ne yapacağımı bilmiyorum. Kapıda kaldım. Anahtar evde ve yedeğini bıraktığım komşum şehir dışında. Kocamda anahtar var fakat o da şehir merkezinde bir otelde konferansa katıldı. Ona ulaşabileceğimi sanmıyorum. Eve nasıl gireceğim??



    Postacı kadını sakinleştirmeye çalıştı ve ona bir çilingir çağırmasını tavsiye etti. Sanırım yapabileceğim tek şey bu fakat doğruyu söylemek gerekirse çilingirler dünya kadar para alıyorlar. Oysa şu anda üzerimde bir kuruş bile yok. Postacı kadının derdine ortak oldu. Kadının başka çaresi yoktu. Gitmem gerekiyor buyrun mektubunuzu. Kim bilir içinde belki sizi neşelendirecek güzel haberler vardır.

    Julia zarflara baktı. Kardeşi Jonathan dan bir mektup vardı. Geçen hafta onları ziyaret etmiş ve birkaç gün kalmıştı. Neden bu kadar çabuk mektup yazdı acaba diye mırıldandı Julia. Zarfı yırtıp açtığında avucuna bir anahtar düştü. Mektupta şunlar yazılıydı:

    Sevgili Julia. Geçen hafta sizde kalırken siz alışverişe gittiğinizde kazayla kapıda kaldım. Komşunuzdan yedeğini istedim ama geri vermeyi unuttum. Bu mektupta onu da gönderiyorum.

    Yorum; Kapalı bir kapıyla yüz yüze gelmiş ve kendinizi ümitsiz hissediyorsanız bilin ki tüm kapılar zamanı gelince içeri girmeniz için ardına kadar açılacaktır.​
     
  13. ......

    ...... Misafir



    Adamın biri gece karısıyla uyurken..dili damağı kurumuş..kalkıp su içeyim demiş..kalktığı sırada bi ses duymuş...garip bi müzik sesi...Sonra suyunu içmiş..tam yatacakken sesin nereden geldiğini merak etmiş..bakmış evde bi tıkırtı yok..balkona çıkmış..Bi bakmış ki Aşağıda üçharfliler(adlarını söylemek dahi istemiyorum)keman çalıyor...adamın baktığını görünce kemanı bırakıp adama ellerini uzatarak GELL..GELL.. diyorlar...adam korkup içeri kaçıyor..ancak keman sesi adamı aşağıya doğru iteliyor gibi oluyor..balkona tekrar çıktığında yine kemanı bırakıp adama gel diyorlar..adam dayanamıyor..balkondan aşağıya atlıyor..yerde yeni ölmüş olan ve zehirini akıtmışters bir vaziyette yatan örümceğin üzerine düşüp ölüyor...bunu bana anlattıklarında uyuyamıyordum..​
     
  14. ......

    ...... Misafir



    Büyük bahçeli bi villada yaşayan genç bi çift çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdiği bi partiye gitmiş. Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye başlamış. Bi ara telefon çalmış. Kızcağız telefonu açtığında karşısında hırıltılı bi sesle konuşan biri varmış: “Şu an üst katta çocukların başucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha!” Kız feci korkmuş haliyle. Ama kendini “Kesin salak bi telefon şakası bu” diye düşünüp sakinleştirmeye çalışmış ve televizyonun sesini sonuna kadar açmış. Telefon tekrar çalmış. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını attıktan sonra “Çocukların yanındayım. Hadi sen de gel yukarı” demiş.



    Kız daha da korkmuş ve santrali arayarak durumu anlatmış. Santralde iyi bi kadın varmış “Adam sizi aradığında bi’kaç dakika konuşturun. Numarayı tespit eder sonra da polise bildiririz” diyerek kıza yardımcı olmuş. Bakıcı kız telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmış telefon. Aynı ses yine aynı sözleri tekrar etmiş. Kız konuşmayı uzatmaya çalışmış ama sapık anlamış bunu ve hemen telefonu kapatmış. Bi’kaç dakika sonra tekrar çalmış telefon arayan santral memuresiymiş ve panik durumdaymış: “Hemmen kaç oradan! Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bi telefon hattı daha var demek ki!”



    Kız koşşa koşşa kaçmış evden. Bu arada santraldeki kadın polisi olaydan haberdar etmiş bile. Polisler bi’kaç dak’kada adrese gelip eve girmiş. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı olan bi katil yakalamışlar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren sapık katil iki çocuğu öldürdükten sonra o telefonları etmeye başlamışmış​
     
  15. haticedevecioglu

    haticedevecioglu Active Member

    Benim çocukluğumda 1970-1975 arası geceleri toplanıldığında hep bu tür hikayeler anlatılırdı.
    O günleri baha hatrlattığınız için çok çok teşekkürler.
     

Bu Sayfayı Paylaş