Karadenizin doğu kıyısında, Güney Kafkasyada yer alan ülke. Tam adı Gürcistan Cumhuriyetidir. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Gürcistan'nın kuzeyinde Rusya, güneyinde Azerbaycan, Ermenistan ve güneybatısında Türkiye yer alır. Ülkenin batı sınırını Karadeniz belirler. Gürcistan, seküler, üniter ve başkanlı cumhuriyet olan bir temsili demokrasidir. Henüz bir Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Dünya Ticaret Örgütü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Örgütü üyesidir. NATO üyeliği ve ileride Avrupa Birliği'ne üye olmak için uğraş vermektedir. Etimoloji Gürcüler kendilerini Kartvelebi , ülkelerini Sakartvelo , dillerini Kartuli olarak adlandırır. Efsaneye göre Kartvellerin atası, Kitabı Mukaddesteki Yafetin torunlarından Kartlostur. Strabon, Herodot, Plutarkhos, Homeros gibi Eski Yunanlı, Titus, Livius, Cornelius Tacitus gibi Romalı yazarlar ülkenin doğusundakileri İberler (Bazı Eski Yunan kaynaklarında İberoi), batısındakilerini de Kolhlar olarak adlandırmışlardır. Farsçadan Türkçeye geçen Gürcü ve Gürcülerini Batı dillerindeki adının kökenine ilişkin iki farklı yaklaşım vardır. Bunlardan ilki, Eski Yunan ve Latin kökenli, tarımla ilişkili anlamındaki georgicus sözcüğünden geldiğine ilişkin teoridir. Gürcü adının Aziz Giorgiden türemiş olduğunu belirten kaynaklar da vardır. Bir başka olasılık ise, Eski Pers döneminde Gürcülerin Gurcan, Gurc olarak adlandırıldığı ve Gürcü, Georgian gibi adların buradan türemiş olmasıdır. Tarih Bugünkü Gürcistan Taş Devrinden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Dmaniside ortaya çıkarılan ve Homo georgicus olarak adlandırılan İnsansıgiller kalıntısı 1,8 milyon yıl öncesine tarihlenir. Klasik dönemde ülkenin doğusunda kurulan İberia Krallığı ve batısında kurulan Kolheti Krallığı, Gürcülerin kültürel gelişiminin ve devlet kurma geleneğinin başlangıcını oluşturdu. Yazılı kaynaklara göre Proto-Gürcülerin İÖ 12. yüzyıllarda tarih sahnesine çıkmışlardır. Arkeolojik buluntular ilk Gürcü siyasal yapılanmasının İÖ 7. yüzyıla kadar gerilere gittiğini gösterir. İÖ 4. yüzyılda ilk birleşik Gürcistan krallığı kuruldu. Kolkhis ve İberya'da 337 yılında Hıristiyanlık resmi din olarak ilan edildi. Ülke, 13. yüzyılda Kraliçe Tamar döneminde küçük bir imparatorluk haline geldi ve Şota Rustavelinin ünlü destanını da yazdığı bu dönemde Altın Çağını yaşadı. Yüzyıllar boyunca İran, Moğollar, Rusya ve Osmanlı Devletinin çekişmesine sahne olan Gürcistan, 1801den itibaren Rusya tarafından ilhak edildi. 1918-1921 arasında Demokratik Gürcistan Cumhuriyeti adı altında bağımsız bir devlet kuruldu. 1921de ülkeye Kızıl Ordu girdi ve Gürcistan Sovyet cumhuriyetlerinden biri oldu. 1991 yılında yeniden bağımsızlığını kazandı. Antik dönem Kingdom of Georgia at peak of its military dominance, 1184-1225 Antik çağlarda Eski Yunanlılar ve Romalılar Gürcistanın doğusunu İberia, batısını Kolhis (Gürcüce: Kolheti) olarak adlandırıyordu. Hıristiyanlıkla ilk tanışan yerler de ülkenin batı kesimleriydi. Hıristiyanlığın 337 yılında (son araştırmalara göre 319 yılında) yayılmaya başladığı kabul edilir. Ülkenin batısı aynı zamanda, Yunan mitolojisinde İason liderliğindeki Argonotların Altın Postu ele geçirmeye gitti yer olarak bilinir. Kendi dilinde Egrisi veya Lazika olarak bilindiği Kolhis, Persler ve Bizansa arasındaki savaş sonrasında Bizans İmparatorluğunun eline geçti. Hıristiyanlık öncesi dönemde Kartli ve İberia Krallığı, batıdan Yunan, doğudan İranın baskısı altında kaldı. Roma İmparatorluğunun Kafkasyayı fethettiği İÖ 66 yılından itibaren Gürcistan yaklaşık 400 yıl Romanın egemenliği altında kaldı. İS 330da Kral Mirian Hıristiyanılğı kabul etti ve komşusu Bizansla yakın ilişkiler kurdu. Böylece birkaç yüzyıl sürecek olan Bizans etkisi başlamış oldu. Gürcistandaki krallıklar küçük feodal bölgelere ayrılıyordu. Bu durum 7. yüzyılda Arapların Gürcistanı fethetmelerini kolaylaştırdı. Zaman içinde bu bölgeler yeniden eski konumlarını kazandılar ve 11. yüzyılda birleşik Gürcistan krallığı kuruldu. 12. yüzyılın başlarında Gürcistan yönetimi, Güney Kafkasyanın büyük bölümünü, Anadolunun kuzeydoğu kesimini kontrol ediyordu. Ortaçağda Gürcistan Eski Tiflis Kartli Krallığının efsanevi hükümdarı Vahtang Gorgasal, krallığın başkentini Mtshetadan Tiflise taşımıştı. Sasani kralı Husrev, Kartli Krallığının egemenliğine son vermiş, ardından Arap orduları ülkeye girerek 654te Tiflis emirliğini kurmuşlardı. Kurucu Davit, Arap emirliğine son vererek 1122de Tiflisi de geri aldı. Gürcistan, Kraliçe Tamar döneminde (1184-1215) gücünün doruğuna ulaştı ve küçük bir imparatorluğa dönüştü.Ülke, 1200lerde başlayan Moğol istilası uğrayarak parçalandı. Ülkeyi kuzeyden güneye ikiye ayıran Surami Dağlarının batısında kurulan İmereti Krallığı, Moğol istilasına karşı ayakta kalmayı başardı. 14. yüzyılın sonları ile 15. yüzyılın başlarında Timurun istilası, Gürcistanı yerle bir etti. Ülke, ekonomik olarak tam bir felaketin eşiğine geldi. Osmanlıların 1453te İstanbulu ele geçirmelerinin ardından Gürcistanın Avrupa ile bağları koptu ve Osmanlı Devleti ile İran arasında sıkışıp kaldı. Batıdan Osmanlı, doğudan İran ordularının saldırılarına uğradı. Zaman zaman Osmanlı Devleti ile İran arasındaki savaşlara sahne oldu. Osmanlılar, 16. yüzyılda Gürcistanın güneybatı kesimini ele geçirerek bu topraklara Çıldır Eyaletini kurdular. Osmanlı orduları, 1510da İmereti Krallığı topraklarına da girdi ve krallığın başkenti Kutaisiyi ele geçirdi. Ardından İran şahı I. İsmail Kartli topraklarını yağmaladı. Osmanlılar 1578de Tiflise girdiler ve böylece Gürcistanın batısı Osmanlıların, doğusu İranın denetimine geçti. Kral II. Erekle (1746-1798), Kartli ve Kaheti krallıklarını birleştirerek Gürcistanın doğusunu bütünleştirdi. Bu arada İmereti kralı I. Solomon da İmeretiden Osmanlıları çıkardı. Rusya'nın Ülkeyi İlhakı İranın saldırılarından kurtulan II. Erekle, bu kez Dağıstanın Müslüman kabilelerinin saldırılarına uğradı. Bunun üzerine 1783te Rusya ile Georgiyevsk Antlaşmasını imzaladı. Bu antlaşmayla Rusya, Gürcistanın toprak bükünlüğünü ve sınırlarını koruma altına alıyordu. Ne var ki buna karşın İran saldırıları sürdü ve Rusya bu saldırılara karşı sessiz kaldı. İranlılar 1795te Tiflise kadar ilerleyip kenti yakıp yıktılar. Ruslar, 1801de krallığa son verip Kartli ve Kahetiyi ilhak ettiler. İlki 1804te çıkan pek çok halk ayaklanmasını kanlı biçimde bastıran Rusya, 1801-1864 arasında Gürcistanın öbür bölgelerini de ele geçirdi. Poti ve Batum limanları ile Gürcistanın güneybatısı kesimi bir süre daha Osmanlı yönetimi altında kaldı. Ancak 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Ruslar bu bölgeleri de ele geçirdiler. Bu savaş sonrasında Gürcistan, tamamen Çarlık Rusyasının bir parçası durumuna geldi. Sovyet Dönemi Tiflis'e giren 11. Kızıl Ordu (25 Şubat 1921) Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Bayrağı (1921-1990) Gürcistanda ulusal harekete, Pirveli Dasi (Birinci Grup) olarak adlandırılan edebi ve toplumsal hareketin kurucusu sayılan İlia Çavçavadze önderlik etti. Noe Jordania ile Karlo Çheidzenin öncülük ettiği Marksist Sosyal Demokrat Parti de önemli hareketlerden biriydi. Bu partiye zamanla Menşevikler egemen oldu. 1917 Devriminden sonra, 26 Mayıs 1918de Gürcistan bağımsızlığını ilan etti. Almanyanın korumasına giren ülkede Noe Jordania başkanlığında bir hükümet kuruldu. I. Dünya Savaşı sonunda Almanya ve müttefikleri yenilince İngilizler Gürcistanı işgal etti. Gürcistan, savaş sonrasında Paris Barış Konferansına katıldı ve bugünden daha geniş sınırlarıyla 22 ülke ve Milletler Cemiyeti tarafından tanındı. Ancak Bolşevik Rusyanın tehdidi altındaydı. Buna karşın Mayıs 1920de Moskova yönetimince de tanındı. Buna karşın Gürcü asıllı Stalin ve Orconikidzenin yönetimindeki Kızıl Ordu, Gürcistanı işgal etti ve Mart 1921de ülkenin bağımsızlığına son verdi. Tifliste Bolşevik yönetimi kuruldu. Gürcistan, Transkafkasya Sovyet Federe Cumhuriyetine bağlandı. Bunun üzerine 1924te geniş çaplı bir halk ayaklanması başladıysa da Sovyet yönetimince bastırıldı. 1936 Anayasası uyarınca Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu ve Gürcistan, Sovyetler Birliğinin 15 cumhuriyetinden biri oldu. Yeniden bağımsızlığın ilanı 1918-1921 ve 1990-2004 yılları artasında kullanılan bayrak Devlet başkanlığı arması SSCB'nin dağılma sürecine girmesinin ardından, Gürcistan`da da 1990 yılında güçlü bir bağımsızlık hareketi başlamıştır. Bu süreç içinde Gürcistan Yüksek Sovyeti tarafından, 1921 Gürcistan-SSCB Anlaşması ile 1922 Birlik Anlaşması geçersiz ilan edilmiş ve 31 Mart 1991 tarihinde Gürcistan düzeyinde referanduma gidilerek bağımsızlık yetkisi alınmış, 28 Nisan 1991'de, Gürcistan Parlamentosu Gürcistan'ın bağımsızlığını ilan etmiştir. 1991 yılı Mayıs ayında Zviad Gamsahurdia halkın %86,5 oyu ile yeni kurulan Cumhuriyetin Başkanı oldu. 21 Aralık 1991 tarihinde başlayan iç çatışmalar,6 Ocak 1992 de Zviad Gamsahurdianın ailesi ile birlikte ülkeyi terk etmesiyle son buldu. Ekim 1992de yapılan seçimler sonucunda Eduard Şevardnadze Devlet ve Parlemento Başkanı seçildi. 2003 yılında yapılan seçimlerin ardından meydana gelen Gül Devrimi ile birlikte Mihail Saakaşvili seçimle devlet başkanlığı görevini üstlendi. Kasım 2007 tarihinde, Saakaşvili siyasal gösteriler sonrasında görevinden bir yıl erken ayrılmaya karar verdi ve yeniden devlet başkanlığı seçimlerine gidildi. 5 Ocak 2008'de yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde Miheil Saakaşvili yeniden devlet başkanı seçildi. Gül Devrimi 2003 yılında ABD merkezli sivil toplum örgütleri muhalefeti harekete geçirdi. Kadife Devrim diye adlandırılan ve demokrasi vaatleri veren bu hareket sonucunda Devlet Başkanı Sevardnadze istifa etti. 2004 tarihinde yapılan seçimlerde Saakasvili, ezici bir çoğunlukla iktidarı ele geçirdi.(Ayrıca Bakınız: Turuncu Devrim Bu olaylar daha sonraları özellikle batı basını tarafından Gül Devrimi diye adlandırıldı. Güney Osetya Savaşı (2008) Bu savaş sonucu Güney osetya bağımsızlığını ilan etmiştir Coğrafya İklim Karadeniz sahili ve Rion havzasında ılık, nemli ve yarı tropik bir iklim hüküm sürmektedir. Doğu Gürcistan'da daha karasal bir iklim hüküm sürmektedir. Kışları soğuk, yazları ise kuru ve sıcaktır. Nehirler Hazar Denizi havzasına akan nehirler Mtkvari(Kura) (1364 km.),Tergi (623 km.) Alazani (351 km.) Karadeniz havzasına akan nehirler Çoruh (438 km.), Rioni (327 km.), Enguri(213 km.) Rioni nehri Alazani nehri Çoruh nehri Kura nehri Göller Paravani, Hozapini, Paliastomi,Tabatskuri, Ritsa, Bazaleti Paravani gölü Ritsa gölü Bazaleti gölü Saghamo gölü Dağları Şara (5068 m), Kazbeg (5047 m), Rustavi (4960 m), Tetnults (4852 m) ve Uşba (4700 m) Şara Dağı Kazbek Dağı Uşba Dağı Kafkas Dağları İdari Bölgeler Ekonomi Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı BTC Boru Hattı Sovyetler Birliği'nin dağılması Gürcistan ekonomisi üzerinde olumsuz bir etki yaratmış ve oldukça istikrarsız bir yapı ortaya çıkmıştır. Hammadde, enerji ve diğer endüstri ürünlerinin pazarlandığı diğer Cumhuriyetlerle arasındaki bağların ortadan kalkması Gürcistan ekonomisini olumsuz etkilemiş, bireysel gelirlerde, tarımsal ve sanayi üretiminde, turizm gelirlerinde önemli düşüşler yaşanmış, enflasyon ve işsizlik önemli ölçüde artmıştır. 1991'de bağımsızlığını kazandıktan sonra Gürcistan'daki ekonomik durumunun oldukça istikrarsız olduğu gözlenmiştir. Bağımsızlığın ilk yıllarında, yüksek enflasyon, sanayi ve tarım ürünleri üretiminde azalma, ülkeye gelen turist sayısında düşüş ve işsizlik oranında artış görülmüştür. Bağımsızlığın ilan edilmesinden 1995 yılına kadar geçen sürede Gürcistan'ın GYSH'sı her yıl azalan bir seyir izlemiştir. 1995 yılında Türkiye tarafından başlatılan Ekonomik istikrar programlarının başarıyla uygulanması sonucunda, Gürcistan ekonomisinde gözle görülür bir düzelme kaydedilmiştir. 2003 yılında Gürcistandaki GSYİH 8,465 milyar Lari dir. Gürcistan'da serbest pazar ekonomisinin kurum ve kuruluşlarıyla tesis edilme çalışmalarının başlatılmasından bu yana özel sektörün GSYİH'deki payında artış eğilimi görülmektedir. İhracat İthalat Ülke Yüzde Ülke Yüzde Rusya 23 % Türkiye 15.3 % Türkiye 21.5 % Rusya 13.3 % Azerbaycan 3.3 % Azerbaycan 10.7 % ABD 3 % Almanya 10.1 % Almanya 2.5 % ABD 4.1 % Diğer 46.7 % Diğer 46.5 % Doğal Kaynaklar Borcomi kaplıcası Gürcistan'ın petrol ve doğalgaz rezervleri oldukça sınırlıdır. Ülkede çıkarılan başlıca mineraller manganez ve perlittir. Bunun yanı sıra, ülkenin dünyaca meşhur şifalı su kaynakları ile kaplıcaları bulunmaktadır. Metal alaşımları üretiminde kullanılan ve önemli ihracat potansiyeline sahip manganez minerallerinin üretimi, hala Sovyet döneminden kalma eski yöntemlerle sürdürülmektedir. Yeryüzündeki en zengin manganez rezervleri Gürcistanın Chiatura bölgesinde bulunmaktadır. Tarım ve hayvancılık Tarım Gürcistan ekonomisindeki en önemli sektörlerden birisidir. Nüfusun yaklaşık %40'ı tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Tarım ve hayvancılık yüzde 20,3 ile GSYİH içindeki en önemli kalemdir (üzüm, narenciye, çay, fındık, sebze, patates, çiftlik hayvanları). Gürcistan topraklarının %13ü düz arazi, %33,4ü meyilli arazi, kalan kısmı da dağlık alandan oluşmaktadır.Toprağın yaklaşık %44ü tarım amaçlı kullanılmaktadır.Tarım alanlarının %21i sulu arazidir. Turizm Ananuri Gürcistan, Karadeniz'e bakan sahil şeridi, dağları, kış turizmine elverişli tesisleri, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile önemli ölçüde turizm potansiyeline sahiptir. Ayrıca, zengin termal su kaynakları ve kaplıcaları da birçok turisti ülkeye çekmektedir.Diğer taraftan Avrupa'ya yakınlığı büyük bir avantaj oluşturmaktadır. 1990'lı yılların başında yaşanan güvenlik sorunları ve ekonomik durgunluk nedeniyle, ülkenin turizmi gelişme kaydedememiştir ve ülkeye gelen turist sayısında büyük düşüş yaşanmıştır. Konaklama, uluslararası ulaşım hizmetleri ve diğer birçok altyapı unsuru geliştirilmeye gerek duymaktadır. Gürcistanda son yıllarda EBRD ve diğer uluslararası kuruluşlarla birlikte turizm sektöründeki altyapının geliştirilmesine yönelik olarak etkin ve ciddi adımlar atılmıştır. Dünya Turizm Örgütü (WTO) ve UNESCO'nun işbirliğinde" İpek Yolu Projesi "nin hayata geçirilmesi desteklenmiştir. Projenin amacı, katılımcı ülkeler arasındaki alt yapı gelişiminin teşvik edilmesidir. Demografi Gürcistanın etnik yapısı (2002 n.s.) Gürcistan nüfusu, etnik çeşitlilik göstermesiyle dikkati çeker. 4,3821 bin (1 Ocak 2008 tah.)[3] kişiden oluşan ülke nüfusun yaklaşık % 83,8ini Gürcüler, Acaralar, Lazlar, Megreller, Svanlar oluşturur. Diğer büyük etnik guruplar Azerbaycan Türkleri (% 6,5), Ermeniler (% 5,7), Ruslar (% 1,5), Abhazlar ve Osetlerdir.[4] Ülkede, Asuriler, Çeçenler, Çinliler, Gürcistan Yahudileri, Yunanlar, Kabardeyler, Kürtler, Tatarlar, Türkler, Zazalar ve Ukraynalılar gibi daha küçük gruplar yaşar. Gürcistan Yahudi cemaati, yeryüzündeki en eski Yahudi cemaatlerinden biridir. Gürcistan nüfusu, dilsel dağılım açısından da çok çeşitlilik gösterir. Güney Kafkas dilleri ailesinden Gürcüce, Megrelce, Svanca ve Lazca konuşan nüfus çoğunluğu oluşturur. Megrel, Svan ve Laz dilleri konuşan nüfusunun yanı sıra, Gürcü olmayan nüfus da kendi dillerinin yanı sıra Gürcüce konuşur. Gürcistanın resmi dili Gürcücedir; Abhazya özerk cumhuriyetinde Abhazca da resmi dil kabul edilmiştir. Güney Kafkas dillerini konuşan nüfusun oranı % 838dir (Buna Gürcüce, Megrelce, Lazca ve Svanca dahildir). Kalan nüfusun % 6,5i Azerice, % 5,7si Ermenice ve % 4,5i başka dilleri konuşur. Sovyetler Birliğinin 1990ların başında dağılması sırasında Abhazya ve Güney Osetya olarak adlandırılan bölgede ayrılıkçı yönetimler ortaya çıktı. Abhazya nüfusunun % 46sını (1989 nüfus sayımı) oluşturan Gürcü nüfusu tamamen göç ettirildi[5] ve bu nüfusun ancak küçük bir bölümü Abhazyanın Gali bölgesine geri dönebildi. Güney Osetyadaki çatışmalar sırasında Osetlerin bir kısmı Kuzey Osetyaya göç etmek zorunda kaldı. Bugün Gürcistanda yaşayan Oset nüfusun büyük çoğunluğu ayrılıkçı Güney Osetya bölgesinde dışında yaşar. 1944 yılında Gürcistandan göç ettirilen Meshet Türklerine (Ahıska Türkleri), Gürcistan parlamentosunun 2007de aldığı kararla ülkeye geri dönme hakkı tanındı(Gürcü kimliğini kabul şartı ile). Ama herangi bir geri dönüş gerçekleşmedi. Etnik Gürcü nüfusunun yaklaşık % 5inin yurtdışına göç ettiği tahmin edilmektedir. 2006 istatistiklerine göre Gürcistan en büyük göçü Türkiye ve Çinden almıştır. Gürcistan nüfusunun büyük çoğunluğu Ortodoks Hıristiyandır ve nüfusun % 81,9u Gürcistan Ortodoks Kilisesine bağlıdır. Dinsel azınlıklar başında Müslümanlar (% 9,9), Ermeni Apostolikler (% 3,9), Rus Ortodokslar (% 2), Katolikler (% 0,8) gelir. Ayrıca başka dinlere mensup küçük gruplar vardır.
Kültür Gürcistan kültürü ülkenin uzun tarihi ile beraber gelişmiş, Gürcü dili ve alfabesi üzerine dayanan güçlü bir edebiyat geleneği ve eşsiz bir ulusal kültür barındırmaktadır. Bu özelliği güçlü bir ulusal kimlik sağlayarak tarih boyunca tekrarlanan yabancı işgali ve asimilasyon çabalarına rağmen Gürcü kimliğinin korunmasına yardımcı olmuştur. Gürcü alfabesi milattan önce 5. yüzyılda bulunmuş ve milattan önce 284 de Iberia krali 1. Parnavaz tarafindan geliştirilmiştir. Gürcistanin orta cağa ait kültürü büyük ölçüde Ortodoks Hristiyanlik, Gürcü Orotodoks ve Apostolik kilisesinden etkilenerek coğu kez dini bağliliği yüceltmiş ve destek olmuştur. Bu çalışmalar kiliseler, manastırlar Gürcü azizlerin ikonlarını içeren sanat eserleri ve Hagiografi (Aziz çalışmaları) içine almıştır. Bu eserlerle beraber dinden bağımsız olarak, milli tarih, mitolojiler ve hagiografik eserler de yazılmıştır. 17. yüzyıl ve sonrasını içeren modern dönemde Gürcü külturü büyük ölçüde Avrupadan gelen kültürel yeniliklerden etkilenmiştir. Gürcü dilini baskıda kullanan ilk matbaa İtalyada 1620 yılında kurulmuş ve Gürcistana ilk defa Tiflis e 1709 yılında getirilmiştir. Gürcistan tiyatrosu uzun bir geçmişe dayanmaktadir, en eski formu olarak bilinen "Sakhioba" milattan önce 3. yüzyildan milattan sonra 17. yüzyıla kadar varolmuştur. Gürcistan Milli Tiyatrosu 1791 yılında oyun yazarı ve diplomat olan Giorgi Avalishvili (1769-1850) tarafindan kurulmuştur. Bu tiyatronun önde giden aktörleri olarak Aleksi-Meskhishvili, David Machabeli, David Bagrationi, Dimitri Cholokashvili ve diğerleri örnek gösterilebilir. Gürcistan Devlet Müzesi 1845 yılında kurulmuştur. Tiblis Devlet Opera ve Bale tiyatrosu ise birkaç yıl sonra 1851 de kurulmuştur. 19. yüzyılda Gürcü kültürünü temsil eden en önemli sanatçılar olarak Nikoloz Baratashvili (şair), Alexander Orbeliani (yazar), Vakhtang Orbeliani (şair), Dimitri Kipiani (yazar), Grigol Orbeliani (şair), Ilia Chavchavadze (şair ve yazar), Akaki Tsereteli (şair), Alexander Kazbegi (yazar), Rapiel Eristavi (şair), Mamia Gurieli (şair), Iakob Gogebashvili (yazar), Simon Gugunava (şair), Babo Avalishvili-Kherkheulidze (aktör), Nikoloz Avalishvili (aktör), Nikoloz Aleksi-Meskhishvili (aktör), Romanoz Gvelesiani (ressam), Grigol Maisuradze (ressam), Alexander Beridze (ressam), Ivane Machabeli (çevirmen), Okropir Bagrationi (çevirmen), Sardion Aleksi-Meskhishvili (çevirmen), Kharlampi Savaneli (opera şarkıcısı), Pilimon Koridze (opera şarkıcısı), Lado Agniashvili (yerel şarkıcı), Alioz Mizandari (besteci), ve benzerleri örnek gösterilebilir. Gürcistanda ilk sinema Tiflisde 16 Kasim 1896da kurulmuştur. Gürcistanın ilk sinema belgeseli Akaki Tsereteli nin Racha-Lechkhumi ye Yolculuğu Vasil Amashukeli (1886-1977) tarafindan 1912'de çekilmiş, ilk uzun metrajlı filmi olan "Kristine" ise 1916da Alexandre Tsutsunava (1881-1955) tarafindan çekilmiştir. Tiflis Devlet Sanat Akademisi 1917 yılında kurulmuştur. 20. yüzyılda Gürcü kültürü, Sovyetler Birliğinin yönetiminde büyük baskılara maruz kalmışıir. Rusifikasyon olarak adlandırılan Ruslaştırma siyasetine bir çok Gürcü şiddetle karşı koymuştur. Gürcistanın 1991 de bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana kültürde yeni bir diriliş oluşmuş ancak buna rağmen ülkenin ekonomik ve politik sorunlarından dolayı bu gelişmeler Sovyet sonrası dönemde yavaşlamıştır. Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te yaklaşık 14 tiyatro faaliyet göstermektedir. Ülkedeki kötü ekonomik koşullar tiyatro ve diğer sanat dallarını olumsuz etkilemiştir. Ancak, Tiflis'teki kültürel hayatın imkânlar ölçüsünde canlı olduğu söylenebilir. Son zamanlarda sergi salonları sayısı artmakta, sinema salonlarının sayısı azalmaktadır. Televizyon ve radyo faaliyetleri de artmaktadır; iki devlet televizyon kanalı ile 7 özel televizyon kanalı yayın faaliyetinde bulunmaktadır. Tiflis'te bulunan önemli müzeler Gürcistan Canşia Devlet Müzesi Gürcistan Sanat Müzesi Tiflis Tarih ve Etnografya Müzesi Şota Rustaveli Ilia Tavtavadze Zakaria Paliashvili Vaja Pşavela (Vazha Pshavela) Gürcü şairi 1914 Henryk Hryniewski in yaptığı Kartlis Deda - "Gürcistanın Annesi " adlı çalışma Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te yaklaşık 14 tiyatro faaliyet göstermektedir. Ülkedeki kötü ekonomik koşullar tiyatro ve diğer sanat dallarını olumsuz etkilemiştir. Ancak, Tiflis'teki kültürel hayatın imkânlar ölçüsünde canlı olduğu söylenebilir. Son zamanlarda sergi salonları sayısı artmakta, sinema salonlarının sayısı azalmaktadır. Halk Dansları 2005'ten beri Poti kentinde düzenlenen Karadeniz Ülkeleri Arası Çocuk Halk Dansları Festivali'ne her yıl yüzlerce kişi gelmektedir.Bu festivale katılan ülkeler: Gürcistan Rusya Türkiye Ukrayna İnguşya Bulgaristan Türkiye adına 2006 yılında Anadolu Güneşi adlı halk ve modern dans grubu gitmiş ve festival yarışma olmamasına rağmen "En Beğenilen Dans Grubu (veya ülke)" ünvanını almıştır. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 2008 yılında 22.'si düzenlenen Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması 'nda 'Altın Karagöz' ödülünü Gürcistan kazandı. Gürcistanda oynanan halk dansları Acharuli(Acaruli)(Acaristan özerk bölgesinde oynanır) Acharuli Davluri Jeirani Karachokheli Kartuli Kazbeguri Khanjluri Khevsuruli Khonga and Simdi Khorumi Kintouri Mtiuluri Partsa Samaia Gürcü Mutfağı Hacapuri, hingali, cakapuli, sasivi, soğuk salata ve balık çeşitleri ile ünlüdür. Yemeklerin lezzetinde doğal yetiştirilen meyve ve sebzelerin payı önemlidir. wikipedia