Hukukun her hukuk sisteminde geçerli olan üç altın kuralı mevcuttur. -Hiç kimse kendi suçsuzluğunu kanıtlama yükümlülüğü altına sokulamaz. Yani biri hakkında bir suçlama varsa davacı suçu ıspat etmelidir şayet edemezse dava düşer. ÖRN:Bir cinayet davasında davacı davalının cinayet işlediğini öne sürüyorsa kanıt göstermek durumundadır.Diyelim ki cinayeti kanıtlayan resimlerden bahsettiyse o kişi o resimleri göstermelidir.Eğer göstermişse bu kez suçlanan davalı bu resimler karşısında savunma gösterir.Buna örnek resimlerin fotomontaj olduğudur.Bu kez bilirkişiler resmi inceler ve resim uyduruktur derlerse ıspat düşer. -Hiç kimse suçu ıspatlanmadığı sürece suçlu ilan edilemez. Yani birinin suçu yetkili yargı organı tarafından açıkça gerekçeli olarak kanıta dayalı bir biçimde ilan edilmedikçe o kişi suçlu sayılamaz. ÖRN:Bir kimseye dava açıldığında ve o kişiye tecavüz suçlamasında bulunulduğunda mahkeme açıkça davalının tecavüzü yaptığını kanıtlarla gerekçeli olarak ilan etmedikçe o kişi suçlu sayılamaz.Yine dava sürecinde o kişii suçu ıspat edilmediğinden suçlu olamaz. -Olaydaki şüpheli durumlar sanıkların lehine kullanılır. Yani davada bir şüpheli durum varsa bu şüpheli durum kişiyi suçlu yapmaz aksine şüphe kişinin lehine kullanılır. ÖRN:Bir kimseye açılan bir davada belirlenemeyen şüpheli bir durum varsa şüphe o kişinin lehine kullanılır.Olay yerinde kişide bulunan bir saatin aynısının bulunması şüpheli bir olaydır fakat bu şüpheli olay kişiyi suçlu yapmaz.O saatin sanığa ait olmadığı düşünülür.Çünkü bir saatteb birçok tane bulunur. İŞTE HUKUK VE ADALETİN SAĞLANMASINDA DÖRT BÜYÜK DİNLERİN BİLE KABUL ETTİĞİ BU EVRENSEL ÜÇ HUKUK KURALI ASLA ÇİĞNENEMEZ.TÜM YARGI ORGANLARI BU KURALLARA SADIK OLUR. DİNLER İSE BU KURALLARA İNSANLARINDA UYMASI GEREKTİĞİNİ BELİRTİR BU MUTLAK ADALETE ULAŞMANIN BİR YOLUDUR VE İNSANLARI ZAN ALTINDAN GIYBETTEN VE İFTİRADAN UZAK TUTAR.BU DİNİMİZCE BİR KİMSENİN KUL HAKKINI ALMAMAK AÇISINDAN MÜHÜMDİR.
