İzmir - Dikili

'Ege Bölgesi' forumunda sha. tarafından 14 Ara 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    DİKİLİ ADI NEREDEN GELİR?

    Antik çağlardan bu yana yöremiz hep yerleşim yeri olmuş, halklar, uluslar, devletler arkası arkasına ya göçler ya da savaşlarla gelip gelip gitmişler. Böylece de günümüze bu tarihi olayları içinde gelinmiştir. Bu yönden hiçbir yerin ve yörenin bağımsız, yani kendi başına bir tarihi olamayacağı gibi Kabakum, Dikili, Atarna, Bergama, Çandarlı, Altınova, hatta Midilli tarihi de bütün bölge ile iç içedir. Bu yönden bakıldığında yöre tarihini araştırırken Dikili tarihine yer vermemek olanaksızdır. Dikili tarihi hakkında belirleyici bir kaynağa rastlanamamaktadır. Ancak Prof. Dr. Bilge Umar'ın "Aiolis" kitabında sözünü ettiği Bademli köyü yakınlarında "Kanai" antik kentçiğinden ve zamanımızda kalıntıları bulunan ve önemi azımsanamayacak bir yer olan Dikili kalesindeki "Atarna Sitesi" varsa da aynı bölgede olmanın dışında Dikili'nin yeri ile bir bağlantısı yoktur.

    Dikili'nin yeri hakkında eskilere dayanan bir bilgi olmadığı gibi yerinde de bir yerleşim yeri kalıntıları yoktur. Edindiğimiz bilgilere göre; "Dikili" sözcüğünün Dikili'ye ad oluşuna dair bir kayıta rastlanamamıştır. Dikili'nin olduğu yerin yerleşim yeri başlangıcı olma tarihinin 1800'lü yıllara rastladığı sanılmaktadır. Bugünkü Beylik zeytinliğinin olduğu yere Bergama Voyvodası Karaosmanoğlu bir çiftlik kurmuş ve civarlarına da zeytin ağaçları dikmiştir. Zeytin ağaçlarının dikildiği yere "Dikmelik" denir. Bir var sayıma göre Dikili sözcüğünün bu dikmelik sözcüğünden geldiği sanılmaktadır. Oysa ki burası Dikili'nin olduğu yerin uzağındadır. Karaosmanoğlu Dikili'de bir çiftlik kurmuştur. Çiftliğin önünde şimdi park olan yerde bir zeytinlik ve içinde de bir kuyu vardı. Çiftlikle zeytinlik arasından bir karayolu geçerdi. Belki de bu zeytinlik çiftlik kurulurken tesis edilmiştir. O zamanda zeytine çok önem verilmiş, yemeklerde çokcası zeytinyağı, bazen azda olsa sade yağ kullanılırmış. Buradaki zeytinler çiftliğin ihtiyacı için dikilmiş olabilir. Karaosmanoğlu?na ait başka çiftliklerde olduğundan bu çiftliği diğerlerinden ayırt etmek üzere zeytinlerin dikili olduğu veya dikili çiftlik denmesi büyük bir olasılıktır. Herhalde Dikili sözcüğü dikmelik sözcüğünden değil dikili sözcüğünden gelmektedir. Büyük bir olasılıkla Dikili sözcüğü zeytin dikili olmasından kalmış olabilir. Çünkü yukarıda değindiğimiz gibi Dikili sözcüğünü çağrıştıracak eski bir yerleşim yeri buralarda yoktur. Ancak şimdiki Dikili kentinin üst tarafında eski İsmailler köyü vardı. Bu köyün halkının bir kısmı 93 harbide denilen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Osmanlıların yenilgisi sonucu Kırım göçmenlerinden buraya getirilip yerleştirilmesinden oluşmaktaydı. İsmailler köyünün daha üst taraflarında Evrese tepesi ile Davulgu tepesi arasında "Tepearası köyü" kalıntıları vardır. Ama bunların Dikili adı ile bir yakınlıkları yoktur. Bu ikisinden başka da buralarda eski bir yerleşim yerinin varlığı bilinmemekte yıkıntı ve kalıntılara rastlanmamaktadır.

    Yapılan araştırmalarda yöre halkından alınan bilgiye göre: İngiliz dükleri (Kraliyet mensupları) yatlarıyla buralara gelir, bir müddet kalır ve araştırmalar yaparlarmış. Bundan ötürü de buralara düklerin kaldığı yer anlamına gelen "Dük-ili" denirmiş. Bu sözcük zamanla Dikili olmuş bu da başka bir olasılıktır. Bergama Voyvodası Karaosmanoğlu kurduğu bu çiftliğin etrafında (Özay'ların pamuk çırçır fabrikası) yörede henüz daha köy hayatına geçmiyen ve göçebe olan hayvancılıkla geçimlerini sağlayan yörüklerden (Türk aşiretleri) bazılarını buraya getirip yerleştirmiş onlara iş vermiş. Böylece bu çiftlik bir yerleşim yeri olmaya başlamıştır. Çiftliğin bulunduğu yerde içilir vasıfta bir su bulunmadığından Karaosmanoğlu Ali potra tepesinden toprak künklerle yaptırdığı kemerlerden geçirerek, bir kaynak suyunu çiftliğine getirmiş. Çiftliğin arkasındaki bu kemerlerin iki çıkış yeri vardı. Tarihi değeri olan bu kemerler korunmamış yıktırılmıştır,izi bile kalmamıştır.

    1839 Tanzimat fermanında azınlıklara tanınan haklardan yararlanan, ticaret işiyle uğraşan ve buralarını iyi bilen, Sakız adalı bir Rum olan Aleko Pandazoplu bu çiftliği Karaosmanoğulları'ndan satın almış, Sakız adasından, Midilli Limni adasından getirdiği Rumları bu çiftliğin etrafına yerleştirmiş, işlerinde çalıştırmaya başlamış. Böylece burada Rum nüfusu çoğalmıştır. 1870'li yıllarda Kaptan İsmail bey Liman Reisi olarak Dikili'ye atanmış ve gelmiştir. İsmail bey Dikili'ye geldiğinde buranın bir Türk beldesi olmasına karşılık Türklerin azınlıkta, Rumların çoğunlukta olduğunu ve Rumların iki kilise ile bir okulu bulunduğunu; buna karşın Türklerin ibadet yeri ve okulu olmadığını görmüştür. Bunun üzerine harekete geçerek akrabalarının bir kısmını İstanbul'dan alarak Dikili'ye getirtip yerleştirmesinin yanı sıra, etraf köylerden de Türklerin Dikili'ye gelip yerleşmesi için büyük gayret göstermişti. Böylece Dikili'nin düz yerlerinin üst başındaki yamaçlarda Bahriyon mahallesi oluşmuş, buraya Bahriyon Camisi yapılmıştır. Türkler için iki okul açılmıştır. Bu işleri yaptıran da Liman reisi İsmail bey ile ilk Nahiye (bucak) müdürü Mehmet Emin bey olmuştur. Bu okul Kurtuluş Savaşından sonra halen Kız Meslek Lisesi'nin bulunduğu binaya taşınmış ve Tınaztepe ilkokulu adını almıştır. Bu okul zamanında Rumlara aitti. Okul iki katlı olup, ön ve arka bahçesi vardı. O zamanlarda üst kat kızlara ait olup İhata duvarında bulunan kapıdan girilir dışarıdaki taşmerdivenden yukarı kata çıkılırdı. Bu binanın üst kısmı ise erkek öğrencilere ait olup bunlar da alt başta kilise yönündeki esas kapıdan okula gelirlerdi. Dikili 1860'lı yıllarda Bergama ilçesine bağlı bir bucak olup 1923 yılında belediyelik olmuştu. İlk Belediye Başkanı da Mustafa (efendi) Devecioğlu'dur.13 Ekim 1928 yılında Bergama'dan ayrılmış, İzmir ilinin bir ilçesi olmuştur. Dikili halen Çandarlı bucağı ve 25 köyü ile bir ilçe merkezidir.

    MAHALLELER
    Dikili ilçesi 4 mahalleden oluşur. Bunlar SalimBey , GaziPaşa , İsmetpaşa ve Cumhuriyet


    COĞRAFİ KONUMU ve İKLİMİ
    Dikili; İzmir'in kuzeyinde yer alan bir ilçemizdir. Konumu Ege Denizi kıyısında ve Midilli Adası karşısında yer alır. Komşu ilçeler Ayvalık, Bergama ve Aliağa'dır. Dikili'nin yerel konumu 39 derece 03 saniye kuzey enlemi ile 26 derece 52 saniye doğu boylamı arasına düşer.

    İlçe merkezinin konumu ise batısında Ege Denizi güneyi Karadağ'ın eteği olan Kızılçukur ve Ali Petre bayırı, doğusu Uçar ve Katrancı bayırı, kuzeyi de ova ile çevrilidir.

    Sınırları ise kuzeyden Madra Çayı'nı izleyerek Kozak yükseltisine ve Kaplan Köyü'nün altındaki köprüye kadar uzanır. Büveler, Kemente ve Kartal yaylalarını içine alarak Geyikli Dağı'na ulaşır. Güneyden kemikli burnundan Bakırçay'ın ağzına ve Bakırçay boyunca Aşağıkırıklar Köyü yakınına kadar gelir. Batıdan Madra Çayı ağzından Dikili, Bademli ve Çandarlı, doğudan Aşağıkırıklar Köyü yakınından Sağancı ve Yenice Köyleri arasından Geyikli dağına ulaşır. İzmir'e 118, Ayvalık'a 42, Altınova'ya 25, Bergama'ya 24 km. ve Kınık'a 42 km uzaklıktadır. Denizyolu olarak İzmir'e 66 mil, İstanbul'a 228 mil ve Midilli'ye 18 mil uzaklıktadır.

    İlçenin yüzölçümü 541 km karedir. Rakımı 2 metredir. Hava sıcaklığı, yıllık ortalama 16.7 derece olan Dikili'de tipik Akdeniz-Ege iklimi hüküm sürer. Kış aylarında 777 mm olan basınç, ortalama olarak normalin üzerindedir. Yıllık yağış ortalaması 956.4 mm, nispi nem % 74'dür. Ege Bölgesine özgü imbat rüzgarları Dikili'de hissedilir.

    Dikili'ye bağlı 25 köy ve 1 kasaba bulunmaktadır.Yapılan son nüfus sayımına göre Dikili nüfusu 12.500'dür.
     
  2. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

Bu Sayfayı Paylaş