Kitaplardan Alıntı Cümleler ..

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda SeaBoy` tarafından 21 Ağu 2011 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    Bu dünyada her şey geç kalabilir bayım, her şey!
    Fakat ölüm, asla geç kalmaz!

    Ömer Faruk Dönmez / Bir Kitap Bir Balta
     
  2. zipper

    zipper quae nocent docent

    " karadeniz'in sarp, geçit vermeyen, yürümenin neredeyse mümkün olmayan dağ yamaçlarında sırtına adlığı kilolarca çayı, tütünü taşıyan kadınlar. bitkin hale gelen kadar umursamaz patikalarda yük taşıyan kadınlarımız.

    bizim kadınlarımız aşkı; bir sabah evden içtenlikle edilmiş dualarla uğurladığı ve sonra geri dönmeyen oğlunun koynunda saklamaktan iyice kırılmış fotoğrafında kaybetti. gergin cumartesi günlerinde kalabalık bir meydana doluşup, ellerinde kaybettikleri çocuklarının fotoğrafları bekleşen ve coplanan kadınlarımız.

    gözü yaşlı, cuma günlerinde anaların doluştuğu bir kabirde yitirdi aşklarını bizim kadınlarımız.

    ne çok acı var!

    bir cezaevi baskını sonrasında ateş topu olan emrine karşılık kendini ateşe atan bir geç kadının hüzünle birlikte yandı aşkları. açlık grevi sonrası ölüme giden 19 yaşındaki kızın, güçsüz, artık iyice incelmiş bedeniyle birlikte toprağa girdi aşk.

    aşksız kadınlar coğrafyası burası...
    ve kadınların payına hep acı düşüyor. ..
    acı hep kadınların payına düşüyor.....

    erkeksi yüzleriyle, güçlü kollarıyla hayatla kola kol çarpışıyor kadınlarımız. tırnaklarıyla tutunmaya çalışıyorlar savruldukları hayata! ...

    Bir okulun önünde bekleşiyorlar. Bir örtü nasıl da ağırlaşıyor kadınların başında? Böylesi acıyı taşımak güçlendiriyor okul önlerinde.

    Hüzün hep kadınları kestiriyor gözüne.

    Hüznün gücü kadınlara yetiyor.

    Hüzün en çok kadınların üzerinde güzel duruyor...''

    Aşksız Kadınlar Coğrafyası - Dailymotion video

    Tarık Tufan /Aşksız Kadınlar Coğrafyası
     
  3. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''İnsanlar birbirlerine mektup yazmalı. Çünkü mektupta sesin tonu belli olmaz. Çünkü mektup düşünülerek yazılır. Birdenbire ağzımızdan kaçan kelimeleri hiçbir şey geri getiremez. Söylediklerimizin üstü çizilemez. Çünkü söylediklerimiz dinlenmeyebilir; sözümüz kesilir, içeriye o anda biri girer, okunan mektup ise mutlaka tamamlanır.(..) Mektuptan söz ettim; çünkü kâğıdın mektuba dönüşmesi, kurşunun altına dönüşmesinden daha az hayret verici değil. Mektuptan söz ettim; çünkü elinde tuttuğun kâğıt artık kâğıt değil.”

    Ali Ural / Posta Kutusundaki Mızıka
     
  4. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Bütün erkeklerin arzuladığı tam da bu değil midir?… Karmaşık olmayan bir kadın:
    Onları sorgulamayacak, dırdır etmeyecek, zıtlaşmayacak, eleştirmeyecek biri. Yine de boş bir fantezi bu, çünkü aslında karmaşık olmayan kadın yoktur. Kadınlar ikiye ayrılır. Bariz biçimde karmaşık olanlar ile karmaşık olduğu ilk bakışta anlaşılmayanlar…

    İskender / Elif ŞAFAK
     
  5. zipper

    zipper quae nocent docent

    İnsan yorulunca duruyor... Durunca düşünüyor...
    Düşününce koşuyor..Koşunca yoruluyor...
    Yorulunca insanlaşıyor...
    İnsanlaşınca işler karışıyor.
    Yalnız kalıyor..

    Özdemir Asaf / Kırılmadık Bir Şey Kalmadı
     
  6. Pl1

    Pl1 Mary Poppins Site Yetkilisi

    Sonlar, insanı hayata bağlayan yepyeni başlangıçlardır...

    Debbie Macomber, Yeni Başlangıçlar Mevsimi
     
  7. zipper

    zipper quae nocent docent

    Aslında bir kitap değil,gazete yazısı ama çok hoşuma gitti,yazmak istedim..

    ''Hep bir yerlere yetişme derdinde olmasam hiç, koşmasam, koşuşturmasam, hiçbir şeyin peşinden sürüklenmesem, hiçbir şeye ölümüne kapılmasam, telaş etmesem, kendimi anlara parçalamasam, dursam biraz,olsam..
    ufuktan salınarak geçen bir balıkçı teknesi,
    cama tutunmuş bir yağmur damlası,
    el ele tutuşmuş bütün o notalar,
    bütün o demler, derinlikler...

    Sonsuzdur hayat aslında, bir hatırlasam...

    Sonsuzdur insan...

    Bırakalım yakasını ki, bıraksın yakamızı zaman...''

    Gökhan Özcan
     
  8. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Boşuna heveslenmemekte yarar var, insanların aslında birbirlerine söyleyecekleri hiçbir şey yoktur, karşılıklı olarak yalnızca kendi acılarını anlatırlar, bu böyledir.
    Herkesin derdi kendine, dünyanın ki de hepimize..''

    Louis Ferdinand Celine / Gecenin Sonuna Yolculuk
     
  9. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    "Yapacak, yaşayacak çok şey var olduğunu, insanlığı kurtarmanın bize düştüğünü düşünüyordum bir zamanlar... Bilemiyordum insanın kendisini kurtarabilmesinin daha önemli, daha zor olduğunu... Efendimizin aylarca süren zorlu bir savaş sonrası dönüşte, 'Küçük cihaddan büyük cihada geçtik.' demesi nefisle mücadelenin ne denli zor olduğunu anlatmıyor mu? Tuş olup yerde sırtüstü yatan bir insan nasıl başkalarına yardım elini uzatabilir ki..."

    Turuncu dergisi "Nuh'un Gemisi Kalkmadan" - Rabia Yıldırım
     
  10. Mim

    Mim New Member

    'Güzel şeyleri ortada bırakmak, güzelin özelliğine uymaz.'
    'Hile edenin göreceği karşılık hileden ibarettir.'

    Mesnevi Terapi/Nevzat Tarhan
     
  11. blood-promise

    blood-promise New Member

    " Sana bir isim verene kadar tek sıkıntım sana bir isim vermekti, isim verdikten sonraki tek sıkıntım ise o ismi unutmak... "

    Rahmi Vidinlioğlu - Şizofreni Yalnız Oynanmaz
     
  12. blood-promise

    blood-promise New Member

    " Sartre'a göre "intihar dünyada var olmanın bir başka yoludur," çünkü kişi bir eylem olarak ölümü seçtiğinde kendi varlığının farkına vararak, varlığının tanımını hiçlikle yapar. "

    Nilgün MARMARA - Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi
     
  13. zipper

    zipper quae nocent docent

    “Şimdi ben gidiyorum Fakat ne zaman çağırırsan gelirim…” dedi.

    Evvela ne demek istediğini anlamadım. O da bir an durdu ve ilave etti:

    “Nereye çağırırsan gelirim”

    Sabahattin Ali / Kürk Mantolu Madonna
     
  14. Mim

    Mim New Member

    Biraz uzun ama güzel :)

    'Oturduğum yerden yaşlıların yüzündeki çizgileri görebiliyorum. Tedirgin ve kederliler. Güçlükle yürüyebiliyorlar bir yerden başka bir yere; bir addan ve bir tanımdan artakalan bu ağırlaşmış gövde, sahibini taşımakta güçlük çekiyor artık. Topraktan aldıklarını toprağa vermeye hazırlanırken, birden bir telaşa kapılıyorlar. Ömürleri boyunca ezberlerinde tuttukları alfabede bir karşılığı yok bu değiş tokuşun; ölüm, bir türlü sığmıyor ölüm kelimesinin içine. Emanetin teslim vakti yaklaştıkça anlıyorlar ki, yaşlılık bir ten soğuması değil bir harf soğumasıdır. Sözcükler, etrafını çevirdikleri eşyalardan ayrışmış, solgun bir çamaşır gibi dünyanın iplerinde sallanmaya başlamış işte. Onlarla konuşmak için hiçbir kelimeye ihtiyaç yok bu yeni düzlükte, o ezberlenmiş alfabenin hükmü buraya kadar. Kum saatindeki son birikinti, teslim alınmış belleğin bu son tortusu da hızla aşağı doğru akıyor. Yaşlı göz nihai çizgiye yaklaştıkça, birden çocukluğunun bahçesinde buluyor kendini; şu kelimesiz ve harfsiz bahçede. "Demek son tören burada yapılacak," diyor hayretle; "tam başladığım yerde." Birden tamamlanıyor daire. Oyun bitti!.. '

    Ali Ayçil/Yenilgiden dönerken
     
  15. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''O an anladım ki, insanların birbirine gülmesi nefret, birbirleriyle gülmesi sevgi demekti..''

    İskender Pala / Şah ve Sultan
     
  16. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    "Kusur konusunda yazılması gerekiyorsa, bende malzeme bol. Ben malzemenin ta kendisiyim üstelik. Bütün kusurlar benden, bütün güzellikler yalnızca Allah'tandır zaten bilmekteyim."

    Turuncu Dergisi "Kusur Girdaplarında"- Betül Şatır
     
  17. zipper

    zipper quae nocent docent

    "Senin anlattığın şeylerden kişisel sonuçlar çıkaran, sana yanıt olarak hep kendinden bahseden insanları pek sevmiyorum. Herkes de böyle yapıyor aksi gibi. Biraz kendini unutsan, beni dinlesen ne çıkar! Bana gerçek yanıtlar versen ne olur?"

    "O zamana dek geçmiş denilen şeyin bir 'dün' yığından ibaret olduğunu düşünürdüm. Şimdi elimin altında bir sürü dünüm vardı ama geçmişim yoktu."


    Mustafa Türker Erşen / Yara
     
  18. blood-promise

    blood-promise New Member


    "Sanırım aşktan tek anlayanlar şairler ve onların yazdıklarını da zaten kimse anlamıyor. Gerçi uyanıp kahve kokusu aldıkları ender zamanlar hariç içlerinden çoğunun da kendi yazdıklarını anladıklarını sanmıyorum."


    Stephen KING, Karanlık Öyküler
     
  19. blood-promise

    blood-promise New Member


    "En az özlediğim annemdi. Birbirimize yakın olacağımız düşünülebilirdi, ne de olsa babam bizi terk edince deyim yerindeyse dünyada tek başımıza kalmıştık ama annem hiçbir zaman sevgi dolu, şefkatli bir anne olmadı. Beni dövmedi veya koltukaltlarımda sigara söndürmedi ama ne olmuş yani? Buna sevinecek halim yok. Hiç çocuğum olmadı, belki söz hakkım yok ama bence iyi bir anne veya baba olmanın ölçütü çocuklarınıza yapmadıklarınız değildir."


    Stephen KING, Karanlık Öyküler
     
  20. blood-promise

    blood-promise New Member


    "Orda oturmuş içerken intihar olasılığını düşündüm, ama tuhaf bir şekilde bedenimden ve varlığımdan hoşnuttum. Ne kadar korkmuş olsalar da benimdiler. Aynaya bakıp sırıttım: gideceksen beraberinde, sekiz veya on veya yirmi kişiyi de götür..."


    Charles Bukowski, Ekmek Arası
     

Bu Sayfayı Paylaş