Pearl S. Buck - Bu Mağrur Kalp

mantık · 3 Eyl 2017

Teşekkürler

YANAR · 3 Eyl 2017

EMEĞİNİZE SAĞLIK

Pl1 · 3 Eyl 2017

link yenilendi...

Aysun125 · 3 Eyl 2017

Teşekkür ederim

ummene · 3 Eyl 2017

birtan66 Kullanıcımızdan alıntı: ↑

“Suzan Gaylord evleniyor, gelin oluyor!” Bu kelimeleri sanki biri söylüyor, sanki etraflarını kuşatan her şey; “Serserinin Ormanındaki” bütün ağaçlar, Mark'la beraber biraz öte yanında durdukları karaağaç dalındaki kuş bile, tekrarlıyormuş gibi apaçık duydu.
İlkbaharın aceleci küçük bir cırcır böceği hep böyle diyerek ötüyor, Mark'ın candan, derin sesi de, kendisini küçümseyen bir mânaya bürünerek: “Suzan, acaba beni ister misin, benimle evlenebilir misin?” diye soruyordu.
Mark'ın hanidir tasarlayıp durduğu günün saatin; “bugün”, “bu saat” olduğunu pekâlâ bilmişti: Komşu çiftliklerin birinden kalkıp, koca boyu, utangaç, çocuk haliyle sıkıla bozara mektebe, beşinci sınıfa geldiği günlerden beri tanıdığı bu insanın öyle umulmadık, beklemedik şeyler yapacak bir yaradılışı yoktu.
Yıllarca, Suzan daima neşe içinde güle söyleye, öteki ise daima aynı çekingen hali, iri boyu ile, kalabalıktan uzak, bir kenardan kızı gözleye kollaya, birbirlerine okuldaşlık etmişlerdi.
Onun kendine göz koymuş olduğunu Suzan daha ilk günden farketmişti.
Başını arkaya atarak : “Evlenmek istiyorum, hem seninle evlenmek istiyorum,” dedi. Erkek titriyordu. Suzan, omuzlarının üstünde duran kocaman ellerin titrediğini hissediyordu. Olan olmuştu işte. Evlenecekti. Üstelik yapmak istediği birçok şeylerin içinde, evlenmek “gelin olmak”, en başta gelendi.
(Kitabın Girişinden)

***Gizli içerik alıntı yapılamaz.***
Hepsini görmek için tıklayın...

Teşekkürler

vazo · 3 Eyl 2017

birtan66 Kullanıcımızdan alıntı: ↑

“Suzan Gaylord evleniyor, gelin oluyor!” Bu kelimeleri sanki biri söylüyor, sanki etraflarını kuşatan her şey; “Serserinin Ormanındaki” bütün ağaçlar, Mark'la beraber biraz öte yanında durdukları karaağaç dalındaki kuş bile, tekrarlıyormuş gibi apaçık duydu.
İlkbaharın aceleci küçük bir cırcır böceği hep böyle diyerek ötüyor, Mark'ın candan, derin sesi de, kendisini küçümseyen bir mânaya bürünerek: “Suzan, acaba beni ister misin, benimle evlenebilir misin?” diye soruyordu.
Mark'ın hanidir tasarlayıp durduğu günün saatin; “bugün”, “bu saat” olduğunu pekâlâ bilmişti: Komşu çiftliklerin birinden kalkıp, koca boyu, utangaç, çocuk haliyle sıkıla bozara mektebe, beşinci sınıfa geldiği günlerden beri tanıdığı bu insanın öyle umulmadık, beklemedik şeyler yapacak bir yaradılışı yoktu.
Yıllarca, Suzan daima neşe içinde güle söyleye, öteki ise daima aynı çekingen hali, iri boyu ile, kalabalıktan uzak, bir kenardan kızı gözleye kollaya, birbirlerine okuldaşlık etmişlerdi.
Onun kendine göz koymuş olduğunu Suzan daha ilk günden farketmişti.
Başını arkaya atarak : “Evlenmek istiyorum, hem seninle evlenmek istiyorum,” dedi. Erkek titriyordu. Suzan, omuzlarının üstünde duran kocaman ellerin titrediğini hissediyordu. Olan olmuştu işte. Evlenecekti. Üstelik yapmak istediği birçok şeylerin içinde, evlenmek “gelin olmak”, en başta gelendi.
(Kitabın Girişinden)

***Gizli içerik alıntı yapılamaz.***
Hepsini görmek için tıklayın...

inaa · 21 Eki 2017

Teşekkürler

SABAR · 7 May 2018

Teşekkürler

madalya · 18 Haz 2018

teşekkürler

unut · 18 Haz 2018

teşekkürler

nazli73 · 17 Mar 2019

dreams_by Kullanıcımızdan alıntı: ↑

emeğine sağlık
Hepsini görmek için tıklayın...

Teşekkürler

sevvalsevim · 17 Mar 2019

birtan66 Kullanıcımızdan alıntı: ↑

“Suzan Gaylord evleniyor, gelin oluyor!” Bu kelimeleri sanki biri söylüyor, sanki etraflarını kuşatan her şey; “Serserinin Ormanındaki” bütün ağaçlar, Mark'la beraber biraz öte yanında durdukları karaağaç dalındaki kuş bile, tekrarlıyormuş gibi apaçık duydu.
İlkbaharın aceleci küçük bir cırcır böceği hep böyle diyerek ötüyor, Mark'ın candan, derin sesi de, kendisini küçümseyen bir mânaya bürünerek: “Suzan, acaba beni ister misin, benimle evlenebilir misin?” diye soruyordu.
Mark'ın hanidir tasarlayıp durduğu günün saatin; “bugün”, “bu saat” olduğunu pekâlâ bilmişti: Komşu çiftliklerin birinden kalkıp, koca boyu, utangaç, çocuk haliyle sıkıla bozara mektebe, beşinci sınıfa geldiği günlerden beri tanıdığı bu insanın öyle umulmadık, beklemedik şeyler yapacak bir yaradılışı yoktu.
Yıllarca, Suzan daima neşe içinde güle söyleye, öteki ise daima aynı çekingen hali, iri boyu ile, kalabalıktan uzak, bir kenardan kızı gözleye kollaya, birbirlerine okuldaşlık etmişlerdi.
Onun kendine göz koymuş olduğunu Suzan daha ilk günden farketmişti.
Başını arkaya atarak : “Evlenmek istiyorum, hem seninle evlenmek istiyorum,” dedi. Erkek titriyordu. Suzan, omuzlarının üstünde duran kocaman ellerin titrediğini hissediyordu. Olan olmuştu işte. Evlenecekti. Üstelik yapmak istediği birçok şeylerin içinde, evlenmek “gelin olmak”, en başta gelendi.
(Kitabın Girişinden)

***Gizli içerik alıntı yapılamaz.***
Hepsini görmek için tıklayın...

sevvalsevim · 17 Mar 2019

tşk

kayıt · 17 Mar 2019

birtan66 Kullanıcımızdan alıntı: ↑

“Suzan Gaylord evleniyor, gelin oluyor!” Bu kelimeleri sanki biri söylüyor, sanki etraflarını kuşatan her şey; “Serserinin Ormanındaki” bütün ağaçlar, Mark'la beraber biraz öte yanında durdukları karaağaç dalındaki kuş bile, tekrarlıyormuş gibi apaçık duydu.
İlkbaharın aceleci küçük bir cırcır böceği hep böyle diyerek ötüyor, Mark'ın candan, derin sesi de, kendisini küçümseyen bir mânaya bürünerek: “Suzan, acaba beni ister misin, benimle evlenebilir misin?” diye soruyordu.
Mark'ın hanidir tasarlayıp durduğu günün saatin; “bugün”, “bu saat” olduğunu pekâlâ bilmişti: Komşu çiftliklerin birinden kalkıp, koca boyu, utangaç, çocuk haliyle sıkıla bozara mektebe, beşinci sınıfa geldiği günlerden beri tanıdığı bu insanın öyle umulmadık, beklemedik şeyler yapacak bir yaradılışı yoktu.
Yıllarca, Suzan daima neşe içinde güle söyleye, öteki ise daima aynı çekingen hali, iri boyu ile, kalabalıktan uzak, bir kenardan kızı gözleye kollaya, birbirlerine okuldaşlık etmişlerdi.
Onun kendine göz koymuş olduğunu Suzan daha ilk günden farketmişti.
Başını arkaya atarak : “Evlenmek istiyorum, hem seninle evlenmek istiyorum,” dedi. Erkek titriyordu. Suzan, omuzlarının üstünde duran kocaman ellerin titrediğini hissediyordu. Olan olmuştu işte. Evlenecekti. Üstelik yapmak istediği birçok şeylerin içinde, evlenmek “gelin olmak”, en başta gelendi.
(Kitabın Girişinden)

***Gizli içerik alıntı yapılamaz.***
Hepsini görmek için tıklayın...

Teşekkür

zerrin arı · 20 Ağu 2019

Teşekkürler

selan xx · 22 Mar 2020

teşekkürler

cnsucn · 26 Eki 2020

tşk

hayat sever · 26 Eki 2020

teşekkürler

mum · 23 May 2021

teşekkürler

adriana · 23 May 2021

teşekkür ederim

Giriş Yap & üye ol

Pearl S. Buck - Bu Mağrur Kalp

mantık Active Member

YANAR Active Member

Pl1 Mary Poppins Site Yetkilisi

Aysun125 Active Member

ummene Active Member

vazo Active Member

inaa Member

SABAR Active Member

madalya Active Member

unut Active Member

nazli73 Active Member

sevvalsevim Active Member

sevvalsevim Active Member

kayıt Active Member

zerrin arı Active Member

selan xx Active Member

cnsucn Active Member

hayat sever Active Member

mum Active Member

adriana Active Member

Bu Sayfayı Paylaş

Giriş Yap & üye ol

Pearl S. Buck - Bu Mağrur Kalp

mantık Active Member

YANAR Active Member

Pl1 Mary Poppins Site Yetkilisi

Aysun125 Active Member

ummene Active Member

vazo Active Member

inaa Member

SABAR Active Member

madalya Active Member

unut Active Member

nazli73 Active Member

sevvalsevim Active Member

sevvalsevim Active Member

kayıt Active Member

zerrin arı Active Member

selan xx Active Member

cnsucn Active Member

hayat sever Active Member

mum Active Member

adriana Active Member

Bu Sayfayı Paylaş

Faydalı Aramalar