Sabahın dördünde hala uyanık olan Cole’ün telefonu çalar. Arayan NYPD’den bir polis memurudur. Söylediğine göre şehrin arka sokaklarından birinde vurularak öldürülen bir adam son nefesinde Elvis Cole’ün babası olduğunu söylemiştir. Gerçek babasını hiçbir zaman tanımamış olan Cole her ne kadar öldürülen adamın babası olduğuna inanmadığını iddia etse de olaya kayıtsız kalamayacak ve çok geçmeden kendini kökleri çok çok derinlere uzanan bir cinayet soruşturmasının içinde bulacaktır. Çocukluğunda sürekli evden kaçıp şehir şehir babasını arayan Elvis yıllar sonra yine yollara düşecek ama uyumakta olan bir canavarı uyandırdığından habersiz, bulduğu her yeni cevapta kendisini bekleyen tehlikeye bir adım daha yaklaşacak, geçmişin karanlık suları onu her saniye biraz daha dibe çekecektir. Gizli içerik: Bu alandanki gizlenmiş içeriği görmek için konuya yanıt vermelisiniz. Alıntıdır.