Gerçekten özgür toplumlarda, kadınlar da özgürdürler ve tapılırcasına sevilirler. – Saint Just sevdiğimiz kadınlar nardırlar gelir bulurlar bizi geceleri memeleriyle yok ederler yalnızlığımızı yağmur yağarken kendilerini saçlarımıza gömerler ve onları parlayan gözyaşları ışıyan kıyılar narlar gibi süslerler sevdiğimiz kadınlar kuğudurlar bahçeleri yalnızca kalplerimizde yaşar kanatları meleklerin kanatlarıdır heykelleri gövdelerimizdir ta kendileridir sıra sıra güzel ağaçlar ayaklarının uçlarına basarak bize yaklaşırlar ve bizi gözlerimizden öptüklerinde kuğudurlar sevdiğimiz kadınlar göldürler yanan dudaklarımız o göllerin kamışlarını üflerler güzel kuşlarımız onların sularında yüzerler sonra kanatlanıp yükselirken – kendilerine özgü görkemle- onları yansıtır göller kıyılarındaki kavaklar ezgileriyle içimizdeki hüznü yok eden birer lirdirler sevinçle ve dingin taşarak üstümüze geldikçe sevdiğimiz kadınlar göldürler sevdiğimiz kadınlar bayraktırlar tutkunun rüzgârlarında dalgalanırlar geceleri ışır uzun saçları sıcak elleriyle hayatlarımızı kavrarlar gökyüzünün kemeridir yumuşak karınları onlar bizim kapılarımız pencerelerimiz yelkenli sandallarımızdır yıldızlarımız her zaman onlara yakın yaşar renkleri sevda sözleridir onların dudakları güneş ve ay üstlerindeki kumaş en uygun kefendir bizi saracak: sevdiğimiz kadınlar bayraktırlar.. sevdiğimiz kadınlar ormandırlar ağaçlarından her biri bir aşk işaretidir ve bu ormanlarda bize yolumuzu kaybettirirlerse işte o zaman buluruz kendimizi gerçekten yaşıyoruzdur o zaman ve uzaktan fırtınanın yaklaştığını duyduğumuzda ve rüzgâr bize panayırların müziğini ve gümbürtüsünü ya da tehlikenin boru sesini ulaştırdığında elbette bizi hiçbir şey korkutamaz; o sık yapraklar kuşkusuz koruyacaktır bizi çünkü sevdiğimiz kadınlar ormandırlar sevdiğimiz kadınlar limanlar gibidir (güzel gemilerimizin tek yönü tek ereği) gözleri dalgakırandırlar omuzları mutluluğun semaforları baldırları rıhtımdaki amforalardan bir çizgi bacakları deniz fenerlerimiz sevecenliğin -özlem duyanlar Katerina derler ona- dalgaları olağanüstü okşamalardır Sirenleri yolumuzu şaşırtmazlar bize dostça davranırlar yol gösterirler limanlara: sevdiğimiz kadınlar tanrısal bir özü var sevdiğimiz kadınların onları kollarımıza alıp sımsıkı sarıldığımızda tanrılarla bütünleşmiş oluruz ürkütücü kuleler gibi yükseliriz – kimse alçaltamaz bizi - onlar da beyaz elleriyle tutunurlar bize bütün halklar ve uluslar adımızı haykırarak bize tapınmaya gelirler – sevdiğimiz kadınlar bize tanrısal özlerini de aktardıkları için çağlar boyunca ölümsüzüz biz de Nikos Engonopulos -Atina, (1910 – 1985) Çeviri: Cevat Çapan -Çağdaş Yunan Şiiri Antolojisi-